SALLANIYORMUYUZ NE?

Artık bütün Türkiye’nin bildiği bir gerçek var, İstanbul’a kar yağsa Türkiye felç olur, İstanbul’da deprem olsa Türkiye altında kalır.

Bu gerçeklerden yola çıkarak geçtiğimiz günlerde İstanbul’u da etkileyen Düzce depremi bizleri bir kez daha deprem gerçeğini hatırlattı ve olası bir depremde neler yapabileceğimiz sorularını sormamıza sebep oldu.

Bu ülke de ne zaman deprem olsa gösterdiğimiz tepkiler asla değişmiyor. İlk yaptığımız iş ekranlara iki uzman çıkartarak binalarımızın büyük depreme hazır olup olmadığını sorgulamak. Sonra arkasından toplanma alanlarımız yeterli mi? Değil mi? Diye tartışma programları yapmak. Depremin üçüncü günü ise tartışma programlarında konuyu bilen ve işin uzmanlarını değil de konu hakkında bir haber olan gazetecileri dinlemek zorunda kalmak.

Dördüncü veya beşinci günü siyasetçilerin deprem bölgesi ziyaretleri verilen vaatler ve kapanış.

Hepsi bu kadar.

Sonuç olarak bir dahaki deprem de görüşmek üzere konuyu kapatıp normal hayatımıza geri dönüyoruz.

Deprem öncesi hiçbir hazırlığımızın olmadığını hepimiz gördük görüyoruz. Peki deprem anında dua etmenin dışında ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Bence bilmiyorsunuz! İnşallah dua bari biliyorsunuzdur.

PEKİ ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE FATSA BELEDİYESİNİN DEPREM İÇİN NE GİBİ HAZIRLIKLARI VAR BU KONUDA BİLGİLENDİRİLİYORMUSUNUZ?

1 Ocak'ta yürürlüğe giren, Türkiye Deprem Tehlike Haritası’ ile birçok ilin deprem tehlikesi değerinin değiştiğini biliyor musunuz?. Bu bağlamda Ordu il sınırımıza kadar olan bölge 3’üncü derece deprem kuşağındayken, şimdi Mesudiye, Akkuş, Korgan gibi ilçelerimiz 1’inci dereceden deprem kuşağında yer alıyor”.

Hepimiz bu değişimlerden etkileneceğiz

Özellikle Fatsa’da son yıllarda yapılan imar değişikliklerinden dolayı yüksek katlı binalara hoyratça izin verildiği görülmektedir. Bundan dolayıdır ki yeni yapılan binalarımızdaki kat sayıları deprem derecelerine göre yeniden yapılandırılmalıdır. İnşaatın bütün temel statik sistemlerinin bu kat sayılarına göre yapılması gerekiyor. Yapı denetimcilerin bunları mutlaka denetlemesi, belediyelerin ise kontrolcü olması gerekiyor”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından açıklanan bilgilere göre Ordu’da heyelan ve riskli yapılaşma alanlarının belirlenmesi amacıyla yapılan tespitlerde yeni bir fay hattının varlığı ortaya çıktı. Buna göre daha önce Gölcük’ten başlayan ve Kuzey Anadolu’yu paralel geçerek Ordu’nun Mesudiye ilçesine ulaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın yalnız olmadığı

belirlendi. Korgan-Tepe alan ve Aybastı-Alacalar arasındaki dağlık bölgede Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşiyor.

ORDU İLİ VE ÇEVRESİNDE İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN HAZIRLANAN GÜNCEL DEPREM DERECELERİ.

1- EN ÇOK BEKLENEN 4- EN AZ BEKLENEN

ORDU MERKEZ 3 GÜRGENTEPE 2

AYBASTI 1 KABATAŞ 1

ÇAMAŞ 2 KORGAN 1

ÇATALPINAR 2 KUMRU 2

FATSA 3 PERŞEMBE 3

GÜLYALI 3 GÖLKÖY 1

ULUBEY 2 ÜNYE 3

Yukarı da ki tablo bizlere Ordu bölgesinde ki olası deprem için riskli bölgeleri işaret etmiştir.

HEYELAN BÖLGELERİ

Yine yapılan tespitlere göre, en çok heyelan bölgesi Ünye ve Fatsa ile Altınordu ve Ulubey arasında ki alanlarda gözlendi. Ancak heyelan için en riskli bölgeler ise Çaybaşı, Korgan, Kumru, Aybastı, Ulubey ve Gölköy ilçeleri olarak belirlendi.

Bu bölgelerde yoğun yağmur düştüğü dönemlerde çok sayıda heyelan ve yol kapanmaları olduğu bilinmektedir.

RİSKLİ BÖLGELER NERELER?

Fatsa’nın eski yerleşim alanları ve üst mahalleleri en riskli alan olarak değerlendirilmektedir.

Bu alan da yapılan çalışmalar Ünye ilçesinin en az riskli bölge olduğu tespit edilmiştir.

Bu sebepten dolayı Fatsa belediyesine düşen sorumluluk diğer belediyelerden daha fazladır.

FATSA BELEDİYESİNE DÜŞEN SORUMLULUK NEDİR?

Fatsa belediyesi mutlaka bu alanda gelişmiş bir üniversiteden destek almalı bir deprem analizi yaptırmalıdır. Eski binalar yapı denetim uzmanları tarafından incelenmeli riskli ise vatandaş mağdur edilmeden derhal boşaltılmalı ve sorun çözülmelidir. Halk deprem ve diğer doğal afetler konusunda bilinçlendirilmelidir.

Biliyorsunuz Fatsa iki nehir arasına kurulmuş bir ilçedir. Dere yataklarına yapılan binalar son yıllarda yaşanılan iklim değişiklikleri sebebiyle su baskınlarına fazlasıyla maruz kalmaktadır. Yeni yapılan pazaryeri dere yatağında olması sebebiyle de ileride problem teşkil edebilme ihtimali vardır.

Artık biliyoruz ki DEPREM veya diğer doğal afetler değil, ihmal ve plansız yapılaşma öldürüyor.

DİKKAT