25 Nisan 2024

7

  • PDF

Bizim dönemimiz de ilk okula başlama yaşı 7 (yedi) idi. aradan yıllar geçti bu adamların iktidarında eğitim sistemi anlaşılmaz biçimde 4+4+4 diye garip bir sistem getirilerek değiştirildi. Getirilen bu eğitim sistemi, toplumun alışkanlıklarını ve aile düzenin tamamen bozarak bir nesli yok etti.

Eskiden çocuklarda okula başlama yaşı yedi iken şimdi kız çocuklarının evlenme yaşının 6 ya kadar düşmesinin nedeni nedir biliyormusunuz? Mevcut iktidarın getirdiği ve topluma baskıyla kabul ettirdiği cumhuriyet karşıtı politikalardır. Sadece politikalar mı? Tabiki de hayır. Ülkesinin geleceğini düşünmeden iktidar da kalma uğruna cemaatlere ve tarikatlara tanınan sınırsız haklar toplumu geriletmiş ve ülkemizi adeta üçüncü dünya ülkeleri sınıfına sokmuştur.

Gerçekte yasa dışı faaliyet gösteren bu tarikat ve cemaatlerin içinde bütün zamanını geçiren binlerce sözde anne ve babalar vardır. Bu ülke hiç bir zaman bir kız çocuğunu altı yaşında evlendirecek kadar bir cahiliye dönemine girmemiştir. Kız çocuğunu altı yaşında evlendiren bir baba, acaba erkek çocuğu olsa onuda o yaşta evlendirmeyi düşünür müydü? Bu soruyu sorabiliyormusunuz?

 Medeni kanunun kabul edildiği ve laiklik ilkesinin ne kadar önemli olduğunu aramızda halen kabul etmeyenler olacaktır biliyorum. Büyük Atatürk bu ülkeyi kurarken islam dinini bu şarlatanların elinden kurtarmak için getirdiği tekke ve zaviyeler kanunu ne kadar kıymetliymiş farkında mısınız? O kanun bugün tam anlamıyla işletilse cemaat ve tarikatlar bugün varlığını sürdüremeyecek ve altı yaşında kızını evlendiren babalarda bugün hayatımızda olmayacak, ülkemiz dünyaya karşı rezil edilmeyecekti.

  GELELİM DİYANETE

3 Mart 1924 tarihinde islam inançlar ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek için Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI bugün o işlevini artık kaybetmiştir.

 Büyük emek ve mücadeleler ile kurulan LAİKLİK ilkesi de yıllar içersin de yıpratılarak gerçek amacından çıkartılmıştır. Bugün o kurumun başına da Cumhuriyet ve laiklik düşmanı bir adam getirilerek ülkemizi traji komik bir duruma düşürmüşlerdir.

Atatürk’ün mücadele ettiği ve kapatılması konusun da yasa çıkardığı tekke ve zaviyeler kanunu yok sayılmış, geçmişte ve günümüzde her gelen siyasi parti, tarikat ve cemaatlerle oy uğruna yakın ilişki kurmuş ve laik cumhuriyete darbe vurulmasına yardımcı olmuşlardır. Hele hele son yıllarda da DİYANET Kurumu tamamen gerçek amacından saptırılmış, siyasallaşmış ve büyük bir devlet tarikatı gibi davranmaya başlamıştır.

Toplumda infial yaratan bu olay için Diyanet ne yapabilirdi?

Her hafta cuma namazlarında milyonlarca insan namaz kılmak için camilere toplanıyor. Cuma namazı öncesi DİYANET tarafından hutbelerde okunmak üzere, islam dini bu tür evliliklere karşıdır ve ret eder bu tür davranışlar sapkınlık göstergesidir diye müslüman cemaatini uyarabilir bu konuda ki düşüncelerini net bir dille anlatabilirdi.

 Ama Diyanet ne yaptı. her zamanki gibi kulağının üzerine yatarak duymazdan ve görmezden geldi.

Peki Diyanet neyi görüyor? Diyanet şarkıcı Gülşen'in imam hatipler için söylediği sözleri görüyor. Birde kılıç kuşanıp Ayasofyada ülkenin ve diyanetin kurucusu Atatürk'e hakaret etmesini biliyor.

Utanarak yazıyorum ki aslen Ordulu olan Diyanet işleri başkanı hemşerimiz Ali Erbaş'ın, görevlerinden biride kamuoyunu sarsan olaylarla ilgili çıkıp konuşması ve toplumu sakinleştirmesi değilmidir?

Sonuç olarak ülkemizde, ordusu başta olmak üzere bütün kurumları yıpratıldı.

Geriye dönüp baktığımızda yıpratılan bütün bu kurumların gelecekte tamir edilerek gerçek hüviyetlerine kavuşturulması öncelikli amacımız olmalıdır. Emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürenler, ülkeyi karanlık günlere götürmeye çalışanlar tarihin çöplüğünde kaybolmalıdırlar.

Geçmişinden ders almayan, ulus olma kavramını unutan, diline ve dinine sahip çıkmayan, kültür ve sanatını yok eden, kurucusuna düşman milletler asla iflah olmazlar.

Çünkü Laiklik ilkesi gerçek manasıyla uygulandığında, kızını altı yaşında evlendiren bir baba, yurtlarda suistimale uğramış çocuklar, yine yurt yangınlarında yanarak ölen çocukları asla bulamazsınız da göremezsinizde.

Kırılan kemik görülüyorki yanlış kaynatılmaya çalışılıyor. O kemik yerinden çıkarılarak doğru kaynatılmadığı sürece ayağımız sekmeye ağrılar çekmeye devam edeceğiz.

UNUTMAYIN.

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde