Kime ve neye isyan ediyor dersiniz!

Reyhanlı patlamaları aslında hepimizin yüreğinde patladı.

49 masum insan can verdi. Yüzlerce yaralı.

Boşu boşuna canlarından oldular.

Ne için… Kim için…

Fail belli, Suriye iktidar yanlıları. Veya onların içimizdeki işbirlikçileri.

Bu patlama ilk değil. Son da olmayacak.

Görmüyor musunuz güvenlik görevlilerimizi öldürdüler, isyanlar çıkartıyorlar, yangınlar çıkıyor, açız diye haykırıyorlar, gelecekleri için güvence istiyorlar, yer yurt arazi isteyecekler.

Doğrusu kapımızda yangın var, hem de büyük yangın.

Söndürmemiz gerekirken aksine körük tutuyoruz.

Kapıdaki yangın sönmeden rahat edemeyeceğiz.

Allah korusun belki yarın daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacağız.

İyisi mi yangına körükle değil bir parça suyla gidelim.

Büyük devlet olmanın gereği budur. Unutmayalım ki “Arap Baharı” süreci yaşayan ülkelerin hepsi bahar değil cehennem hayatı yaşıyorlar. Hani demokrasi gelecekti.

Reyhanlı patlamalarındaki resimler iç parçalıyor.

Görenler anımsayacaktır, ellerini havaya açan kadının fotoğrafı çok şeyi anlatıyor.

Kime ve neye isyan ediyor dersiniz!

Mazhar Tanrıkulu Farkı

Fatsa ve Çatalpınar ilçelerimizde yapımı devam eden Hidro Elektrik Santrallerini (HES) gezdik.

Gerçi Çatalpınar’a ben gidemedimse bile HES’ler ile ilgili Sanayici – İşadamı Sayın Mazhar Tanrıkulu sayesinde az da olsa bilgi sahibi olmuş bulunmaktayım.

Fatsa Demirci Köyü sınırları içinde yapılanan HES projesi Danıştay tarafından durdurulmuş olsa da Çatalpınar’daki yatırım yapım aşamasının sonuna gelmiş durumda.

Mazhar Abi HES’ler konusunda uzmanlaşmış. Hatta kendisi Kars ve Iğdır illerinde iki HES satın almış. “En temiz ve ucuz enerji HES’lerden elde edilen enerjidir” diyor.

İlgili yerlere yaptığımız gezide Mazhar Tanrıkulu önemli bir durumun altını çizdi.

“Demirci Köyüne yapılan HES sahibiyle proje başlangıcında görüşmüştüm. Bir öneri sunmuştum. Bu tür yatırımlarda ilgili köyün veya köylerin tüzel kişilik temsilciliklerine kazançtan pay verilmesinin doğru olacağını, dolayısıyla bu kaynağın ve tesisin yöre insanları tarafından sahiplenilmesinin de bu vesileyle söz konusu olacağını belirtmiştim. Örneğin biz, kuracağımız çimento fabrikası yatırımında ilgili köy veya köylerin tüzel kişiliklerine kazançtan pay vereceğimizi şirket ana sözleşmesine yazdık. Yani üretimin yapıldığı alan sınırları içinde kalan yerlerin muhtarlıkları kazanca ortak olacaklar. Aynı öneriyi inşaatı durdurulan HES’in yetkililerine de önerdim. Ancak bu önerim kabul görmedi ki; ilgili köyler ve çevreci örgütlerin şikayetleri üzerine inşaat yargı kararıyla durdurulmuş. Oysa bu tür yatırımlar geniş boyutlu hesap edilmeli.”

Sayın Mazhar Tanrıkulu’nun bir sanayici duyarlılığı ile yaklaşımı böyle.
Mazhar Tanrıkulu farkı da bu olsa gerek...