03 Mayıs 2024

RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN UĞRAŞLARI “ÜLKE AŞKI VE VATAN SEVGİSİNDENDİR”

  • PDF
Ülke yönetmek pek tabii ki ciddi bir iş.
Hatta 16 yıl aralıksız yönetmek çok daha ciddi bir iş. Bu süre bir rekor seviyesinde. Tek parti dönemi hariç 16 yıl aralıksız hiçbir lider iktidarda kalmadı.
Yöneticilerin beş yılda bir demokratik seçimle iş başına gelmesi, toplumsal demokratik güvenle alakalı.
Demek ki toplum mevcut iktidara güven duyuyor, yönetimde kalmasını istiyor. Seçimlerde de seçmen desteğini bu güvenden dolayı alıyor.
Demokratik siyasetin temel vazgeçilmez kavramı seçimlerdir. Ülkemizde de seçimler demokratik temayüllere göre yapılmaktadır. Yapılan seçim sonuçlarına göre de yönetim oluşmaktadır. 
16 yılı geride bırakan bir iktidar var.
İktidarın başında Recep Tayyip Erdoğan var.
Bu süreçte kötü yapılan işler de kuşkusuz vardır. Ancak iyi yapılan işler ağır basmış. Ki her seçimde desteğini arttırarak seçmenden yetki almış bir lider var.
16 yıl bir ülkenin yönetiminin başında olmak kolay olmamalı. 
Ciddi sorumluluk ister. 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu sorumluluğu bütün risklere karşı başarıyla sürdürüyor. Dışarıdan ve içeriden oynanan tüm oyunlara göğüs geriyor. 
Bütün bu uğraşlarının bir karşılığı olmalı. 
Bu karşılık “ülke aşkı ve vatan sevgisindendir.”
Bu aşk ve sevgi olmasa bunca yorucu hayat sürdürülemez sanırım. 
Sayın Erdoğan’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Ne para, ne kariyer, ne koltuk, ne de bunca yorgunluğun karşısında geleceği bir mevki. Tüm kazanımlarını elde etmiş birisi. O halde neden bu kadar uğraşıyor, koşuşturuyor, belki de sağlığına zarar veriyor. 
Anlaşılıyor ki; milletten aldığı destek ülkeye olan sevdasını da yükseltiyor. 
Dedik ya; ülke aşkı, vatan sevgisi veya sevdası olmasa bu yorucu hayata dayanmak zordur. 
SİYASET GÜVEN İŞİDİR
Siyasetin en önemli unsuru güven vermektir.
Eğer toplum size güven duymamışsa siyasette ülke yönetimine gelemezsiniz. 
Tıpkı Cumhuriyet Halk Partisinde olduğu gibi. 
CHP sürekli bocalamada. Kitleleri inandıramıyor. Yeni politikalar ortaya koyamıyor. Milletin beklentilerinin önüne geçemiyor. Sürekli geri düşüyor. 
24 Haziran seçimlerinden sonraki süreci görüyor musunuz?
Daima bir iç çekişme.
Bu iç çekişme koltuğa yapışmayla alakalı. 8 seçim kaybetmiş bir genel başkanın halen o koltuktan kalkmaması. 
CHP liderlik sorunu yaşıyor. Kitle lidere güvenmiyor. Nasıl güvensin? 8 seçim kaybetmiş. 
Bu parti tabanının sesine kulak vermeli. Kadrolarını yeniden yapılandırmalı. Bunu başaramazsa yerel seçimlerde umduğunu bulamayabilir. CHP seçmeni bir kez daha hayal kırıklığı yaşar.
İYİ PARTİ
Muhalefet partilerinin durumunu gören kitleler büyük umutsuzluk yaşıyor. 
İYİ Partide de genel başkanın durumu bu umutsuzluğun zirve yaptığı son hamle. 
Meral Akşener son 10 gündür partisini ciddi manada aşağıya çekiyor. Lidersiz bırakıyor. Kurultaya gidelim, ben yokum diyor. Çünkü seçimlerde başarısız oldum diyor. 
Ne var ki parti kurullarının baskısına dayanamayıp 12 Ağustosta yapılacak kurultaya katılma kararı aldı.
Testi kırıldı. Ne yaparsa yapsın bu testi su tutmaz. 
Şimdi muhalefetin durumunu CHP ve İYİ Parti açısından kısa bir analiz yapalım.
CHP lideri “BIRAKMAM” diyor, İYİ Parti lideri “BIRAKIYORUM” diyor.
Oysa demokrasilerde kaybedenler gidiyor. 
Partisini iktidara taşıyamayanlar Kılıçdaroğlu gibi davranmıyor. 
Uzatmaya gerek yok… 
Muhalefetin politikasızlığı AK Partiye hayırlı olsun. 
Çünkü muhalefet partileri yerel seçimlere girmeyecekler miş!!!
Girseler de bu iç çekişmelerden dolayı hem seçimleri hem de güven kaybedecekler miş!!! 
FINDIK
Fındık toplanmaya başlandı bile.
Kısa süre sonra pazara iner. 
Fındık üretimi zahmetli bir iştir. Üretim kalitesini arttırmak için bilimsellik ister. İlgi ister. Bakım ister. Kriterler uygulanıp yetiştirildiğinde kalitesi de fevkalade yüksek olur. 
Fındığın pazara inmesine kısa süre kalmasına rağmen fiyat açıklanmamıştır. 
Fiyatı kim açıklayacak?
Muhtemelen TMO açıklayacak.
Geçen yıl “DESTEKLEME ALIMI” adı altında 10 TL. gibi bir rakam açıklanmıştı. Bu yıl fiyat ne olur bilemeyiz. Ancak bildiğimiz TMO geçen yıl aldığı fındığı 11.50 TL.’den sattığıdır. Eğer TMO geçen yılın ürününü sattığı fiyattan bu yılki fındığı alım yapacaksa 11.50’den aşağı olmamalıdır. TMO adı üstünde “destekleme alımı” yapmaktadır. Gerçi 24 Haziran seçimleri öncesi muhalefet partileri her ne kadar fındığa 15 lira fiyat vermiş olsalar da seçmen seçimlerde muhalefetin fiyatına güvenmedi. Oy vermedi.
Cumhurbaşkanlığı oylamasında Ordu ilinden Recep Tayyip Erdoğan’a yüzde 65’lik bir oy çıkmıştı. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı Ordu’ya miting için geldiğinde fındık konusuna değinmemiş ve üreticinin taban fiyat beklentisini dile getirmemişti. Buna rağmen yüzde 65 oy alarak Ordu’da birinci çıkmıştı. Üretici muhalefetin verdiği fiyata güven duymamıştı. 
Demek ki üretici mevcut fiyattan memnun!. Dolayısıyla fındığa 3 TL. gibi bir doğrudan gelir desteği ödemesi yapılıyor. Bu da üreticinin cebine doğrudan giriyor. 
Aslında fındığın serbest piyasa fiyatları öncelikli sorun. Eğer TMO alım yaparsa serbest piyasada da ciddi bir fiyat dengesi oluşacak, her ne kadar TMO fiyatlarına serbest piyasa almayacak olsa da çok yakın rakamlara alacaktır. Beklenti de TMO ile serbest piyasa fiyatlarının arasında uçurum olmamasıdır. 
TMO yakın tarihte, fındık pazara inmeden üreticiyi rahatlatacak fiyatı umarım verecektir. 
Bol kazançlı bir sezon diliyorum.
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde