03 Mayıs 2024
KAVGALARINIZI GENEL SEÇİMLERDE İSTEDİĞİNİZ GİBİ YAPARSINIZ
- Çarşamba, 13 Mart 2019
Seçimler üzerine birçok değerlendirme yapıldı ve yapılıyor.
Kimi beka dedi, kimi ekonomik kriz dedi, kimi patates-soğan dedi, kimi yerel yöneticilerin seçimiyle ilişkilendirdi, kimi genel iktidarla yerel iktidarın buluşması dedi, kimi gönüllerin buluşması üzerinden bakış geliştirdi vs.
Aslında bu tartışmaların gölgesinde Türkiye’de sistem değiştiriliyor. Ezberimizdeki siyasal ve yönetimsel yapımız değişiyor. Parlamenter sistemden vazgeçilip, başkanlık sistemine geçiliyor. 31 Mart seçimleri bu değişimin ikinci provası sayılır. Birincisi 24 Haziran başkanlık seçimiydi.
Artık yerel veya genel olsun, iki siyasi unsurlu seçimler olacak. İki güçlü ittifak olacak.
Bu ittifakların içinde siyasi ideolojileri taban tabana zıt olan partiler bu kutupların aynı saflarında yer alabilecekler. Ayrı ayrı kutupların aynı ittifak içinde yer almaları ne kadar sürer bilemeyiz. Ancak prova tamamlanmış sayılmaz. Yerel seçimleri geçirdikten sonra sistemin geleceği de şekillenmiş olacak.
Bu ortaklıklar ne kadar uyum sağlar, ne kadar alerji yaratır daha belli değil. Halen elbisenin dikimi ve vücuda oturuşu netlik kazanmadı. Uyumun olup olmayacağını anlamak için bu seçimden sonra ki çıkan tabloya bakmak gerekir. Veya bir seçim daha geçirmemiz gerekir.
Türkiye sistem değiştiriyor. Umarım bu değişim başta demokratik kazanımlarımız olmak üzere bünyemizde büyük hasarlara sebep olmaz.
Dedik ya; yerel seçim yapacağız. Esasen yerel seçim öz dinamiklerimizin seçimi olmalı. Yereldeki cevherlerimizin keşfi ve dışa vurumu olmalı. Geleceğe dönük yerelden başlayan siyasi alt yapılarımızın öne çıkmasının seçimi olmalı. Yerelden genele giden yolda yol arkadaşlıklarının belirlenmesinin seçimi olmalı.
Fakat bakıyoruz ki bu seçimi parti liderleri sanki bir varoluş veya yok oluş seçimi pozisyonuna dönüştürüyorlar.
Bırakın biz yerel yöneticilerimizi seçelim. Bizlere 5 yıl gönüldaşlık yapacakları seçelim.
Değerli okuyucular; ilçe belediye başkanımızı A partisinden, ilçe belediye meclis üyelerimizi B partisinden, büyükşehir belediye başkanımızı C partisinden seçme sansına sahibiz. Ne güzel bir demokrasi değil mi? Demokrasimiz bize böyle bir fırsat veriyor. Kim hangi partinin ilçe adayını, kim hangi partinin meclis adaylarını, kim hangi partinin büyükşehir adayını beğeniyorsa ona oy verme fırsatı buluyor. Dolayısıyla yerel seçimin böyle bir özelliği var. Seçenekler geniş boyutlu. Bir seçmen bu seçimlerde üç ayrı partiye tercih kullanabilir. Çünkü adı üstünde yerel seçim böyle bir olasılığı ortaya koyuyor.
Muhtarlarımızı da unutmamak gerekiyor.
Yerelin bir özelliği de muhtar seçimi. Muhtarımız ve muhtarlıklarımız ilk başvuracağımız merciler. Onlarda ciddi emekler ortaya koyuyor. Sorunlarla bütünleşiyorlar. Çözüm arayışlarının ilk kilometre taşları oluyorlar.
O halde bırakın da yerel yöneticilerimizi kutuplaştırmadan seçelim. Siz parti liderleri olarak kavgalarınızı genel seçimlerde istediğiniz gibi yaparsınız.