25 Nisan 2024

2002 - 2012 TARİHLERİ ARASINDAKİ AK PARTi NEREDE?

  • PDF

Yepyeni bir yılın başlangıcındayız.

İletişim, sosyal medya, hızlı erişim, medya aydınlanması, bilgiye ulaşım hızla gelişen olgular.

Bu alanlar engellenemiyor, engellenemez...

Her ne kadar krizlerle boğuşsak bile genç kuşakların iletişime olan ilgisi olağanüstü boyutlarda.

Ben; ülkemiz insanlarının her daim gelişmesini, refah seviyesinin yükselmesini, her türlü gelişmeye açık olmasını, geleceğe güvenle bakmasını isterim, istedim.

Bu hayallerimize ne kadar ulaşabiliyoruz?

İstenilen ve beklenilen düzeyde olduğumuzu söyleyemem.

Bakarmısınız neyi tartıştığımıza.

“Efendim doları 18 liradan, 12 liraya nasıl indirdi. Demir yumruğunu bir vurdu dolar yerle bir oldu”

Beyler doları 18 liraya muhalefet partileri mi çıkardı.

Bırakın boş-beleş tartışmaları. Zamanınızı ve nefesinizi boşa tüketmeyin. Gerçekleri konuşun.

Yeni bir yıla girerken hangi gelişmeden söz edeceğiz, söz etmeliyiz.

Amerika’nın dolarını mı konuşacağız?

Evet aynen de öyle yapıyoruz.

Yabancının parası bizim gündemimizi belirliyor.

Tamam düştü, fakat artıştan kaynaklı zamlar düştü mü?

Bırakın nereden düştüğünü, nereden çıktığına niye bakmıyoruz? Kısa süre önce 7 lira değil miydi?

Önemli olan geniş kesimlerin geçimi değil mi?

Hayat pahalılığının hızla yükselmesi değil mi?

Dolar düştü de temel ve genel ihtiyaç maddelerinin fiyatları düştü mü?

Toplumun yoksul kesimleri geçinebiliyor mu?

Dolardan kimler zarar etti?

2-3 bin dolar alanlar zarar etmedi mi?

Ya kazananlar kimler oldu.

Tabii ki dolar milyonerleri.

Küçük tasarruf sahipleri, bakan Nebati’nin deyimiyle “ÇARPILMADILAR mı”?

Olan küçük tasarruf sahiplerine olmadı mı?

Her zaman orta kesim ezilmiyor mu?

Yeni yılla birlikte yine yoksul ve geniş halk kitleleri ezilmeyecek mi?

Bu kesimlerin kaderi hiç değişmeyecek mi?

Faturayı her daim yoksullar mı ödeyecek?

Yeni ekonomik modelin faturasını da vergi veren kesimler ödemeyecek mi?

Dolarını boz, liraya geç, faize yatır, faiz farkını vergilerden toplanan gelirlerden öde.

Ne ala değil mi?

Niye; yönetimsel kriz oldu, faturayı yoksullar ödeyecek!!!

Krizi çıkaranlar ne yapacak?

Hani krizler olmayacaktı. Yoksullar fatura ödemeyecekti. Zenginleşecektik. Ekonomimiz düzlüğe çıkacaktı. Toplumsal refahımız yükselecekti. Demokrasimiz gelişecekti. Hukuk düzenimiz demokratik olacaktı. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanacaktı.

Nerede kaldı AK Partinin 2002 – 2012 yılları arası ezilen kesilere karşı pozitif politikaları ve hedefleri. Düzgün planlamaları.Demokratik açılımları. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadeleleri.

Tüm siyasi kesimlerin övünerek AK Partiye oy verdiği yıllara ne oldu. “Yetmez ama evet” diyen kesimlerin politik destekleri nereye kayboldu.

AK Parti makas mı değiştirdi? Yoksa politika değişikliğine mi evrildi?

Niye yolsuzluklarla anılan bir parti oldu?

Yoksa “her faninin bir sonu olacak” moduna mı girdi. Dolayısıyla tükenmişlik süreci mi yaşanıyor.

İşin siyasi pozisyonu çokta umurumda değil. Önemli olan bu ülkeyi düştüğü bu durumdan kimin çekip çıkaracağında. Kimin güven vereceğinde. Hangi liderin öncülük edeceğinde.

Bu millet öyle akıllıdır ki; kime ne zaman tokat atacağını çok iyi hesap eder.

Tüm okuyucularıma geleceklerine güvenle bakabilecekleri, umutlu ve mutlu yaşayabilecekleri yıllar dilerim...

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde