29 Mart 2024

18 YILLIK RAHATLIĞIN KRİZİNİ Mİ YAŞIYORUZ?

  • PDF

Toplumun bütün kesimleriyle görüşebilme, konuşabilme olanağı bulduğumuzdan dolayı ayrı ayrı düşünce içinde olan tüm fikirleri dinleme fırsatına da sahip oluyoruz.

Günümüz koşulllarını farklı siyasi görüş sahibi bireyler farklı pencerelerden okuyorlar.                              

İki yıldır hayat pahalılığını ve ekonomik krizi 20 yılın 18 yıllık rahatlığının ve refahının sonucu olduğunu belirtenlerle karşılaşıyoruz. 

Dolayısıyla kriz dönemini; “18 yıldır rahattık ya;” diye değerlendirenler var.

Salgın var, bütün dünyada krizler var, savaşlar yapılıyor, petrol fiyatları yükseliyor, enerjiye ulaşmak pahalı dolayısıyla hayat pahalanıyor, alım gücü düşüyor penceresinden bakanlar var.

Tayyip Erdoğan yönetimlerine toz kondurmayan fanatik taraftarlar mevcut.

“Ne yaparsa doğru yapar” anlayışına sarılanlar var.

“Bundan daha iyisi mi gelecek” yaklaşımında olanlar var.

Tam tersini düşünenler de var.

“Tayyip Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin” havasında olanlar.

Bu kriz “yönetimsel krizdir” diyenlere rastlamak mümkün.

Kamu kaynaklarının “tercihen yanlış alanlara yönlendirildiğini” iddia edenlere de...

Bilhassa yolsuzluk yapıldığına da...

Ve bu yanlışların bilerek yapıldığına da...

Ve tabii ki krizlerin; “kaynakların belli kesimler tarafından hortumlandığına” inanıldığına da...

Her iki görüşün keskin kutuplarına rastlamakta mümkün.

İktidar olsun, muhalefet olsun ne yaparlarsa yapsınlar, ağızlarıyla kuş tutsalar da kesinlikle kabul görülemeyeceğini savunanlarda.

Bunlara da fanatik diyoruz.

Böyle düşünenlerin oy verme duygularını ve anlayışlarını kesinlikle değiştiremezsiniz.

*                                                                                                                                                                                  *               * 

AK PARTİ OY KAYBEDER Mİ?

Sağ ve sol politikalarda alternatif partilerin çoğalması siyasette bir zenginliktir.

Seçeneklerin artması tercihlerde de bir çoğulculuk ortaya koyar.

Ülkemizde yüzde 60-65’lik bir seçmen tabakası sağ muhafazakar, milliyetci partilerden yana tercih kullanır. 35-40’da sol partileri tercih eder.

2 binli yılların başından bu yana AK Parti tek sağ muhafazakar parti olarak seçmenin tercihi oldu.

Şimdi bu alanda seçenekler çoğaldı.

AK Parti içinden iki yeni parti çıktı. Gelecek ve DEVA partileri.

Bu partiler 2023 seçimlerinde ilk kez seçmen karşısına çıkacaklar.

İYİ Parti de milliyetçi muhafazakar, sağ merkez demokrat olduğu iddiasıyla arenada.

20 yıldır iktidarda olan AK Partide bir düşüş var. Anket sonuçlarında bu tesbitler yapılıyor. Ancak AK Parti halen ülkenin birinci partisi konumunda.

Bu durum belki alternatifsizliktendi.

Fakat iki yeni parti AK Parti içinden çıktı.

Davutoğlu ve Babacan’ın göstereceği performans AK Partide nasıl bir yara açacak belli değil.

2023’de yapılacak seçimlerde bunu göreceğiz.            

Yine de sağ-muhafazakar seçmende ciddi tercih sapması olabilir.

AK Parti yara alabilir.

Bunlar bir varsayım tabii ki...

*                                                                                                                                                                                  *               *

BABA ACISI

Babaların kıymetini yaşadıkları zamanlarda pek fark edemiyoruz.

Fakat önümüzden gittiklerinde ne kadar değerli olduklarını algılayabiliyoruz.

Babaları rahmetli olmuş okuyucularımız da bu duyguyu yaşamışlardır.

30 Nisan 1993 yılında biz de babamızı kayetmiş ve derin acılar yaşamıştık.

29’uncu yıla girdik.

Babamız Mehmet Eser’in acısını halen yüreklerimizde yaşıyoruz.

Ahirete göç etmiş tüm babaların ruhu şad, mekanları cennet olsun...                       

*                                                                                                                                                              *         *

BAYRAMLARDAN NE BEKLENİR

Bayramlara ulaşmak sevinç kaynağıdır.

Bir ramazan bayramına daha ulaşmak üzereyiz.

Toplum olarak mutlu muyuz?

Huzur ve refah içinde miyiz?

Geleceğe güvenle bakabiliyor muyuz?

Bunlar tartışmaya açıktır.

Huzurumuz, mutluluğumuz, güven duygularımız büyük-büyük soru işaretleriyle muvcuttur.

Yinede iyi dileklerimizle bayramımız kutlu olsun...                                       

*                                                                                                                                        *                               *

İKRAMİYE ZAMMI KARŞILIKSIZ KALDI

Emeklilere yılda iki kez verilen bayram ikramiyelerine bu bayramda zam yapılmadı.

İkramiye zammı için büyük beklentiler içine giren emekliler zam yapılmamasını hayal kırıklığı ile karşıladılar.

Resmi enflasyonun yüzde 61 olduğu dönemde ikramiyelere zam yapılmaması çeşitli çevrelerin ve siyasetin muhalefet kanadının da ciddi tepkisini çekti.

Bütçenin olası ikramiye zammını karşılayamayacağını belirten Çalışma Bakanı, Temmuz’da yapılacak maaş zammına dikkat çekti.

Temmuz’daki zammın yüklü olacağını açıklayan bakan; “emeklilerimizi ve çalışanlarımızı enflasyon altında ezdirmeyeceğiz” dedi.

Bu haliyle emeklilerin bayram ikramiyesi zam beklentisi de hayali sükuta uğradı.

Oysa emeklilerimiz devletimizin bayramlarda büyüklük yapmasını bekliyordu.

Bayram sevinçlerimiz kursağımızda, zam beklentimiz ise karşılıksız kaldı...

*                                                                                                                     *   *

YENİ MADEN RUHSATLARI VERİLECEK Mİ?

Pazartesi günü Fatsa Doğa ve Çevre Derneği bir etkinlik düzenledi.

Fatsa’daki maden alanının genişletilmesine karşı bir duyarlılık geliştirmek adına.

Ciddi bir toplantı yapıldı. Kalabalık bir kitle katılım sağladı. Siyasetin muhalefet kanadı tam kadro Fatsa Cumhuriyet meydanındaydı. İktidarın ittifak partileri zaten beklenemezdi.

Görülüyor ki; her geçen gün duyarlılık gösteren kitle sayısal olarak çoğalıyor. Bu sevindirici. Çünkü başlangıçta kimse oralı olmamıştı. Bir grup solcu kitle şov yapıyor denilmişti.

Şimdi ilimiz genelinin yüzde 74’ü maden alanı ilan edildi. Bu durumda bu çalışmalar nasıl önlenecek, büyük sorun.

Fatsa, Bahçeler Mahallesindeki maden ocağının genişletilmesini durdurduk diyelim. Geri kalan alanlarda yeni ruhsatların verilip-verilmemesi meselenin özünü oluşturacak.

Esas itibariyle büyük sorun yeni maden alanlarının ruhsatlandırılmamasıdır.

Bu yönde çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. Engel olunmalıdır. Fındık ürününün sökülüp maden aranmasının olumsuz yansımaları yeterli ölçülerde anlatılmalıdır. Maddi kazançları grafiklerle ve rakamlarla ortaya konulmalıdır. Daha da önemlisi insan sağlığının ve gelecek kuşakların sağlıklı yaşamasının hesapları yapılmalıdır.

Çünkü insan sağlığı “MADEN”den daha değerlidir.

Geleceğe dair büyük sorun coğrafyamızda yeni maden ruhsatlarının verilmesidir. Yeni maden ocaklarının engellenmesi kaçınılmazdır.

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde