KADINLAR İHTİYAÇLARINI NASIL KARŞILAYACAK?

Sosyal yaşamın insanlara hizmet ayağındaki gereksinimlerini yerine getirmek kimin görevidir?

Yerel yönetimler ihtiyaç duyulan hizmetleri yerine getirmekle yükümlü değil midir?

Temel ihtiyaçların karşılanmasında neden gecikmeler yaşanır?

Bir dostum; “... Yavuz bey sosyal yaşamın gereklilikleri vardır. İnsanız; çeşitli ihtiyaçlarımız vardır. Bu ihtiyaçların içinde tuvalet ihtiyacı da önemli yer alır.

Geçenlerde çarşıda bayanlar kendi aralarında konuşurken kulak misafiri oldum.

Üzüldüm.

Neydi mesele: TUVALET.

Kadınlar; ‘koskoca Fatsa’da ihtiyaçlarımızı karşılayacağımız bir tuvalet yok. Zaman zaman ihtiyaç giderme sıkıntısı yaşıyoruz. Tuvalet bulmak için cami minaresi mi aramamız lazım. Bırakın minareyi neden bir kadınlar tuvaleti yok. Hatta şehrin bir çok yerinde bu hizmet niye verilmez ki. Kadınlar bu memleketin üvey evlatları mı?’ diye homurdanmaktaydılar” dedi.

Evet; bu istek gerçekten önemli ve ciddi bir istek. Daha ileri gidelim; bir SORUN.

Baksanıza; yol boylarında akaryakıt istasyonlarındaki tuvaletlere.

Önemli akaryakıt markaları tesislerinde en çok tuvaletlerine önem veriyor. Temiz ve hijyen olmaları açısından adeta yarış içindeler. Tuvaletlerindeki temizlikle yarışıyorlar sanki.

O halde yerel yönetimlerimiz de sosyal yaşamın vazgeçilmezleri olan ihtiyaçlara yatırım yapmalılar. Özel sektördeki aynı temizlik ve hijyeni uygulamalıdırlar. Şehirlerin yoğunluklarına göre tuvaletler inşaa etmelidirler. Bu hizmeti ister ilçe, isterse büyükşehir belediyesi yapsın.

Kıymetli dostumun bu tespitinden yola çıkarak gerçekten ihtiyaç duyulan tuvalet hizmetinin ivedilikle planlanması gerekiyor.

Buradan yerel yönetimlere çağrımız olsun.

Lütfen temiz ve hijyen kurallarına uygun tuvaletler yapınız.

Bu işi salt kadınlar üzerinden de değerlendirmemek lazım. Engelli vatandaşlarımızın ihtiyaçları düşünülerek de değerlendirilmelidir.

Yerel yönetimlere çağrımızdır.

Sayın Hilmi Güler (Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı), Sayın Etem Kibar (Fatsa Belediye Başkanı) duyun sesimizi...

*                                                                                                                                                *       *

İSTANBUL-ORDU GÜNLERİ

Bu yıl 11.’si düzenlenen İstanbul’daki “Ordu Günleri” etkinlikleri Pazar günü sona erdi.

Maltepe’de düzenlenen etkinliklere İstanbul’daki Ordulular akın ettiler.

Bu etkinlikler belediyeler tarafından düzenleniyor.

Amaç; İstanbul’da yaşayan hemşerilerle buluşmak.

Çok mu gerekli?

Tabii ki gerekli.

Çünkü İstanbul’da bir Ordu nüfusu kadar Ordulu yaşıyor.

Yerel yönetimler de bu yoğunlukdaki nüfusa ulaşıp yaptıkları çalışmaları onlarla paylaşmak istemekteler. Bir nevi enformasyon çalışması yapmaktalar. Bilgilendirme çalışması.

Yerel yönetimler bu çalışmaları seviyorlar. Hemşerilerine ulaşmaktan son derece mutlular. İstanbul’da yaşayan hemşerilerle kucaklaşmadan müthiş derecede haz alıyorlar. Bu buluşmaları propaganda unsuru olarak kullanıyorlar. Çok da doğrusunu yapıyorlar.

Bu senenin etkinliklerini bitirdiler. Seneye buluşmak ümidiyle vedalaştılar...

*                                                                                                                                                *       *

BARTIN’DA MADEN PATLAMASI                               

Bartın ilimizin Amasra Müessesesi kömür madeninde patlama oldu.

41 işçimiz yaşamını yitirdi. Görev şehidi oldular.

85 milyon bizler yastayız.

Günümüz koşullarında bu kazaların erken uyarı sistemleriyle bertaraf edilmesi mümkün.

Dünyada gelişmiş ülkelerin maden ocaklarında bu kazaların önü sistemsel donatılarla kesiliyor. Her türlü teknolojik tedbir uygulanarak kaza olmadan önce uyarılar neticesinde can kayıpları olmuyor.

Amasra ocaklarındaki şehit yakınlarının beyanlarından anlaşıldı ki; “kaza geliyorum” demiş.

Yaşamını yitiren işçiler; ailelerine haftalar öncesinden “... ocakta gaz kaçağı var, her an patlayabiliriz ...“ demişler.

Sistem kurmadan da bu tür kazaların önlenmesi olabilirdi.

Çünkü çalışanlar patlamanın yaşanabileceğini hissedip uyarıda bulunmuşlar.

Biz buradan bu tür kazaların tekrar etmemesini isteriz. Canlar kaybolmasın, yürekler yanmasın isteriz. Geride gözü yaşlı kimselerin kalmamasını isteriz.

Önlemsizlikten kaynaklı ölümlerin arkasında kader yoktur, fıtrat yoktur önlemsizlik vardır. Bile bile ölüme yol açmak vardır.

Ne olur önlem alınsın.

Bu imkan var...

Şehitlerimize rahmet diliyorum...

*             *             *

2023 ŞEHİR BULUŞMALARI

AK Partinin “2023 ŞEHİR BULUŞMALARI” sloganıyla başlattığı propaganda çalışmaları başladı.

Bu çalışmaları seçim çalışmaları olarak da algılamak lazım.

Kısacası AK Parti seçim startını vermiş, sahalara inmiş durumda.

Bu kapsamda Pazartesi günü Turizm Bakanı ve iki milletvekili il ve ilçe merkezlerinde sokak ziyaretlerinde bulundular.

Bu ziyaretler bütün ilçeleri kapsayacak sanırım.

Biliniyor ki; AK Parti Ordu’da yerel yönetimlerde güçlü.

Büyükşehir belediyesi dahil 19 belediye AK Partili başkanlarla yönetiliyor. Bu durum AK Parti için büyük avantaj sağlar. Zaten ilimizde AK Partiye olan seçmen desteği yüzde 60’ların üzerinde.

AK Parti sanırım bu seçmen desteğinin geriye düşmemesinin peşinde.

Bırakın artmasını, düşmemesi ile AK Parti için büyük bir kazanç olur.

Sokağın nabzına bakıldığında ilimiz genelinde ciddi bir düşüş olmayacağı görülüyor.  Çünkü seçmenimiz AK Partiye halen meyilli.

Örneğin; fındık fiyatı bu desteğin en belirgin yansıması.

1 ton fındık TMO’ya verilirse en az 50 bin lira.

Üretici bu fiyattan memnun.

Dolayısıyla hükümete olan destek de bu oluşumdan dolayı gerilemiyor.

Oysa “hayat pahalılığı etkilemesi gerekir” değil mi?

An itibariyle ilimizde öyle bir olumsuzluk göze çarpmıyor. Toplumumuzun çoğunluğu pahalılıktan şikayet etmiyor.

Kaldı ki; AK Parti Karadeniz Bölgesinde oy kaybetmiyor.