BAŞARISIZLIĞA ASLA ODAKLANMAMALIYIZ

İşinin gereğini yapanlar başımız-gözümüz üzerinedir.

Bu anlayış her meslekte, her mevkiide, her işte ve her görevde böyle olmalıdır.

“BAŞARI” kelimesi her daim beynimizin en üst yerinde olmalıdır.

Başarısızlığa asla odaklanmamalıyız.

Bu memleketin hizmetine talip olanlar da başarısızlık kelimesini beyinlerinden ve litaratürlerinden silip atmalıdır.

5-6 ay sonra memleketin yönetim kademelerinde yer alacak olanlar seçilecek.

Hedefimizde başarılı olacak isimlerin seçilmesi olmalı.

Başarılı olup olamayacaklarını nasıl anlayacağız?

Önce tecrübelerine, birikimlerine ve kişiliklerine bakmamız gerekir.

Toplumsal işlerde çalışmışlıklarına ve başarılarına bakmalıyız.

Çünkü seçildikten sonra kimse oralı olmuyor. Hedefledikleri işler toplumsal faydaya dönüşmüyor. Sen ne söylersen söyle kimse kulak vermiyor.

Her işte detaylar, ayrıntılar çok önemli.

Seçerken de bu detayları göz önünde bulundurmalıyız. 5 yıl az bir süe değil. Hak etmeyen birisini seçersek vay halimize. 5 yıl gibi uzun bir süre feryat edip dururuz.

Bu duruma düştüğümüz zamanlar olmadı mı?

İnanın hale çeşitli olumsuzluklardan yakınıyoruz.

Seçilmişler çoğu zaman memleketin derin sorunlarına dönüp bakmıyorlar bile.

Seçimler demokrasilerde millet iradesinin yönetime yansımasıdır.

Yönetimlere gelecek olanlar bizlerin tercihleri sonucunda vücut buluyor.               

Dolayısıyla düzgün, özel hayatında da başarıları olan, birikimli, tecrübeli simaları tercih etmemizde fayda vardır.

Gerçi; Türk siyaseti son on yıllarda çıkar siyasetine dönüşse de en iyiyi seçmek bir görev olmalı.

Açık kaynaklardan ve iletişim kanallarından kimin ne olduğuna rahatça ulaşıp tercih yapmakta fayda görürüz.

Şimdiden uyarmış olalım...