26 Nisan 2024

ÜRETMEDEN KALKINMA OLUR MU?

  • PDF

Bir toplumda esas sorun üretimsizliktedir değil mi?

Üretmiyoruz.

Bunun üzerine çok tüketiyoruz.

Çok geniş miktardaki tarım alanlarımız boş duruyor.

Üretimde geri düştüğümüz için ülkemizin büyük kaynakları dış alımlara gidiyor.

Milyar dolarlarımız yabancı ülkelerin üreticilerine gidiyor.

Tarım ve hayvancılığımız dip yaptı.

Yüzbinlerce gebe sığırlarımız kesime gidiyor.

Yüzbinlerce dönüm tarım arazisi ekilip, dikilmiyor.

Ata tohumumuzu kaybetmiş durumdayız, İsrail’in hibrit tohumuna muhtaç olmuşuz.

İsrail tohumu pahalı olduğu için, gübre pahalı olduğu için, akaryakıt pahalı olduğu için çiftçimiz ekip dikemez hale gelmiş, yoksulluk çığ gibi büyümüştür.

Konya ilimiz kadar toprağı olan Hollanda yılda 750 milyar Euro tarım ürünü ihraç ediyor, biz topraklarımızı seyrediyor, ekip dikemiyoruz.

Ülkemizde yoksulluk adeta taşvik ediliyormuş pozisyona düşmüş, yoksullaşan kesimler devlet desteği ile gününü kurtarmaya çalışmaktadırlar. Adeta çalışmamayı teşvik eden bir sistem yaratılmıştır.

Yksullaşan toplumlarda halk iktidar partisini sarılmakta. Bu sonuç anketlerde somut halde ortaya çıkmaktadır.

Üretimden vazgeçen milletler ayakta nasıl kalacak?

Devlet yardımlarıyla geçinmeye mahkum olan toplumlar nasıl geleceğe hazırlanacaklar?

Yatağa aç giren çocuklar hangi teknolojiyi yakalayacaklar, sanayi ve teknoloji devrimine nasıl ulaşacaklar, uzaya giden nesillerle nerede yarışacaklar?

Hep olumsuzluklarla mı yatıp kalkacağız?

Hiç mi iyi şeyler olmuyor?

Tabii ki iyi işler de yapılıyor. Fakat iyi işler kötü yapılanlardan daha az.

Toplum refah istiyor, üretim istiyor, kalkınma istiyor.

Bütün bunların olması için demokrasi istiyor, hukuk istiyor, özgürlük istiyor, hak-hukuk-adalet istiyor.

Bunlar olmazsa unutun üretimi, kalkınmayı, refahı, geleceği yakalamayı, nano teknolojiyi...

*                                                                                                                                                       * *

SANDIKTA BELLİ OLACAK

3 Aralık Cumartesi günü iki liderin konuşmalarına tanık olduk.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan Şanlıurfa’da, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu İstanbul’da konuştular.

Cumhurbaşkanımız Urfa’da toplu açılışlar yaptı, güvenlik politikalarından taviz verilmeyeceğini beyan etti. Ayrıca bilindik konuşmalarından birisini daha Urfa’dan dile getirdi.

Kürsüde Urfalı olan ses sanatçısı İbrahim Tatlıses de vardı.

Hatta akşam televizyon programında da.

Tatlıses’in AK Parti siyasetine ne katkısı olacaksa!

Milletimize hangi siyasi vizyonu sunacaksa!

CHP lideri Kılıçdaroğlu ise; “ikinci Yüzyıla Çağrı” toplantısında partisinin vizyon belgesini açıkladı. Yeni söylemler ve hedeflerini ortaya koydu. Umut olacak vaadlerde bulundu.

Önemli olan vaadlerin başında şunlar vardı; Toplum önce feraha sonra refaha kavuşacak. Bu ülkeye Kral değil Kural lazım. Üretim hedef olacak. Kalıcı zenginliği sağlayacağız. Demokrasi ve özgürlüklerin önünü açacağız. Sanayi ve teknoloji devrimini kaçırmayacağız. Hiç bir çocuk yatağa aç girmeyecek.

Ana hatlarıyla bunları sayabiliriz.

Kılıçdaroğlu’nun ekibinde de yeni yüzler gördük.

70 kişilik yeni bir danışman ekibinden söz edildi. Bunların içinde iktisatçılar, ekonomistler, akademisyenler ve işinin uzmanı simalar var.

Muhakkak ki milletimizin dikkatini çekmiştir. İncelemek ve takip etmek gerekir.

Evet; CHP vizyon beldesi yeni umutlar veriyor.

Uzmanlar çalışmış.

Sorunların çözümleri somut verilerle ortaya konulmuş.

CHP uzun yıllardır büyük emekler vererek ilk kez ciddi bir planlamayla ve çalışmayla milletin karşısına çıkıyor.

İnandırıcı olur mu?

Onu sandıkta göreceğiz.

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde