100. yıl kutlamalarındaki halk desteği gösterdi ki; cumhuriyet değerleri artık milletin içine işlemiş.
Büyük bir coşku, içten bir sevgi milletimizin cumhuriyete olan bağlılığını Pazar günü bir kez daha gözler önüne serdi.
7’den 70’e tüm toplum kesimleri Atatürk sevgisi ile kutlama alanlarına akın etti.
Cadde ve sokaklarda bayrak sölenleri yaşandı.
Yer gök ayyıldızlı bayrağımızla süslendi.
Cumhuriyet rejimi her ne kadar azınlık bir kesim tarafından değersizleştirilmeye çalışılsa da; bu sevgi asla gerilemez.
Bu coşku ve sevgi gösteriyor ki; Cumhuriyet rejimini Türk toplumu özüne öz benimsemiştir.
Demokrasi ile de taçlandırmıştır.
İçini doldurmuştur.
İnsan hakları, özgürlükler, hukuk gibi demokratik kavramlar cumhuriyetimizin daha çok güçlenmesine vesile oldu.
Milletimizin duyarlılığı, atasına bağlılığı cumhuriyetimizin ilelebet yaşayacağının da bir göstergesi adeta.
Cumhuriyet ve demokratik kavramlar kalkınma ve üretimlerimizin de artmasında büyük etken.
Üretemeyen bir toplumun asla kalkınamayacağı bilinci demokratik gelişmeyle yerleşmektedir. Demokrasinizi geliştiremezseniz kalkınmanızı da sağlayamazsınız. Toplum artık demokrasiyi de içselleştirdi.
Milletin cumhuriyete olan bağlılığı gösteriyor ki; Türkiye ısrarla mevcudunu büyütecek ve koruyacak.
Bu millet kazanımlarından bir milim dahi geri adım atmaz ve taviz vermez.
Aksine daha çok sahiplenir...
100. yılımız kutlu olsun...
Fatsa’da bağımsız belediye başkan adayı olduğunu açıklayan Onur Güngör; Cumhuriyet Bayramı öncesi bir davranış sergiledi.
“Camilere bayrak asma” davranışı.
Onur Güngör sosyal medyasından yaptığı çağrısında; “Türkiye Cumhuriyetinin 100. Yılı dolayısıyla hıristiyan kiliseye Türk bayrağı asmış, musevi havraya Türk bayrağı asıyor, müslümanlar camiye Türk bayrağı asmıyor?
Ben astım. Yine yalnızdım.
Sahil Cami, Yerebasmaz Cami, Topaloğlu Cami ve Orta Büyük Camiye bayrak astım. Gücüm o kadarına yetti...”
Evet; Onur Güngör hep ilklerin adamıdır.
Muhalif bakış açısı ile gündemde yer alır.
Fatsa’da siyanürle maden çıkarılmasına da karşı çıkanların en başında gelir.
Onur; camilere bayrak asma işini de başlatan bir kişilik.
Yaptığı açıklama ve eylem aslında dikkate alınmalı.
Bizim camilerimizde neden Türk bayrağı asılı olmasın?
“Camiler milli değil” denilebilir.
“Müslümanların ortak ibadet alanı” denilebilir.
O halde her müslüman ülke camilerine kendi bayrağını assın. Bunda ne sakınca olabilir ki...
Okullarda asılı da camilerde niye asılı değil.
Yasal bir durum var denilebilinir.
Gerekirse yeni yasa çıkartılarak her camide bayrak aslıması sağlansın.
Kime ne zararı olur.
Milli bayrağımızın camilerde de dalgalanması kime ne zarar verir?
Onur Güngör’ün “camilere bayrak asılsın” düşüncesini destekliyorum.
Hani “ezan susmaz, bayrak inmez”di.
O halde ezanların susmadığı camilere de bayrak asılmasını isteyelim...
En azından milli ve dini bayramlarda asılsın.
Başlangıç Fatsa’dan olsun.
* * *
AK PARTİDE DEVE DİŞİ GİBİ ADAY ADAYLARI ÇIKAR
Ordu büyükşehir belediye başkan aday adaylığı açıklamaları siyaset meydanlarını ziyadesiyle hareketlendiriyor.
Açıklamalar ardı ardına geliyor.
Hilmi Güler bir dönem daha aday yapılırsa görevde kalmak istiyor.
Koltuğu koruyabilir mi bilemem.
Ancak kulislerde garantisi olmadığı tartışılıyor.
Eyüp Fatsa; Ordu merkez basını üzerinden açıklamalarını sürdürüyor.
“Görev verilirse talibim” diyor.
“Başarıyla görevimi yapacak birikimim var” diyor.
Aday adaylığı bayrağını açtı.
Aday olursa kazanabilir mi?
Hiç şüphe olmaz.
Belki AK Partinin alabileceği en yüksek oyu alabilir.
Enver Yılmaz; sessiz.
Aday adayı olmayı haklı olarak ister.
Çünkü kurucu başkan olarak ikinci kez aday olup bir dönem daha başkanlık yapmak ister.
Zagrep Büyükelçisi Yavuz Selim Kıran; aday adayı olacağı kulislerde çok konuşulanlar arasında.
Yavuz Selim beye pozitif bakanların sayısı yüksek.
Metin Gündoğdu; sahada koşturuyor.
Aday adayı olacağını ima ediyor.
Bu seçimlerde AK Partide deve dişi gibi aday adayları var.
Aday olabilmek için yarış güçlü geçer.
Şimdilik bu kadar...
* * *
BİRİLERİ
“YETER ARTIK” DESİN
Bazı gerçekler acı veriyor.
Memlekette 15 yıldır yer-gök, dağ-taş, basını-medyası, sivil toplumu-sokağı, muhalefeti-iktidarı Fatsa’ya çevre yolu diye inim inim inledi.
Ne yazık ki “bir arpa boyu” kadar mesafe alınamadı.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilgili bakanlığı bu çağrıyı duymadı.
Geçen hafta bir kez daha anlaşıldı ki; “Fatsa Çevre Yolu” yapımı devletin yatırım proğramında yer almadı.
Bunu Karayolları Samsun Bölge Müdürü söyledi.
Kime söyledi?
Kendisini ziyaret eden Ordu Valimiz Muammer Erol’a.
Bu durum “sözün bittiği yerdeyiz” söylemine en uygun gelişmedir.
Bir gerçek ihtiyacın nasıl olur da görülemediği ve planlanamadığı ayan beyan bu haliyle belirir?
Demek ki; memlekette ihtiyaçlar duruma binaen yapılmıyor.
Ya hiç mi bu ihtiyacın aciliyet gösterdiğini gören yok?
Fatsa şehir geçişi trafiğinin içler acısı tıkanıklığını yaşayan yok?
Birileri çıksın, “yeter artık” desin.
* * *
İLHAN KARAMUSTAFA
Hepimizin bir sonu var değil mi?
Ömür bitecek.
Ölüm illa ki gerçekleşecek.
Ölüm her daim acı veriyor.
Genç-yaşlı.
Acısı düştüğü yeri yakıyor.
Hepimizin yaşamında kıymetli insanlar olmuştur.
Değer verdiğimiz.
Ben 40 yıldır tanıdığım değerli bir insandan bahsedeyim isterim.
İLHAN KARAMUSTAFA.
Tanıyanlar bileceklerdir.
Onun gülen yüzü artık gülmeyecek.
Ömrünü tamamlayıp sonsuzluğa gitti.
Eşi ve çocuklarının içi yandı tabii ki.
Sevenlerinin de...
Mekanın cennet, kabrin nurla dolsun İLHAN abi...
Sen tanıdığım en değerli insanlardandın.
Allah rahmet eylesin.
Aile fertlerine ve sevenlerine sabırlar dilerim...
* * *