02 Mayıs 2024

Atamaya Bakan İ. Naim Şahin el koydu Başhekim görevine geri iade edildi

  • PDF


Fatsa Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Davut Erişmiş’in geri ataması yapıldı.

Bilindiği kadarıyla Başhekimimiz Kurban Bayramı öncesi görevden alınmış ve çeşitli tepkiler dolayısıyla görevden alınma kararnamesi tebliğ edilmemişti.

Dün aldığımız bir habere göre ise Davut beyin kararnamesi yeniden göreve geri iade yazısı yazılarak sonuçlanmış.

Haberin doğruluğunu araştırdık ve Başhekim Davut Erişmiş’in görevde kaldığını teyit ettik.

Bu durum büyük ihtimalle İçişleri Bakanımız Sayın İdris Naim Şahin’e intikal etti.

Sayın Bakan meseleye el koyarak, Başhekimimizin yerinde kalmasını sağladı. Bakanımız aslında çok doğru bir karar vermiş. Çünkü Başhekimimiz çalışkan ve üretken. Aslında görevden almalar bir olumsuzluk, bir başarısızlık sonucunda olmalı. Bakanımız bu durumda hakkaniyetli davranmış ve başhekimimizin geri ataması için başarılı bir çalışma sergilemiş.

İçişleri Bakanımız Sayın İdris Naim Şahin’e saygılar sunuyor, bir haksızlığı önlediği için çok teşekkür ediyoruz.

Aslında bu tayini isteyene de sormak gerekir; “başarılı bir bürokratla neden uğraşıyorsun” diye?

Adamın hırsızlığı, yolsuzluğu, uğursuzluğu mu var?

Sizin hizmet anlayışınıza ve hizmet politikalarınıza karşı bir tavrı mı var?

Yaptığınız başarılı işler var da o işlere çivi mi koyuyor?

Biz araştırdık ve hiç böyle bir şeyin olmadığını belirledik.

Başhekim Davut beye başarılar dileriz.

Başarısız siyasetçileri de halkımıza şikâyet ederiz.

“TOKİ görse 5 blok diker”

Ülkemizin hareketli ve göç alan yerleşim alanlarında hızla gelişen inşaat sektörü çeşitli imar şikâyetlerini de beraberinde getiriyor. Çarpık yapılaşmanın temelinde de sürekli değişen imar uygulamaları veya sürekli ihlal edilen imar kuralları yer alıyor. Dolayısıyla bu çarpıklık ülkemiz genelinin kanayan bir yarası haline dönüşüyor.

Bu durum karşısında kimi çevreler yüksek katları eleştiriyor, kimi çevreler sıklıkla yapılan imardaki değişiklikleri eleştiriyor, kimileri keyfi ve kasti uygulama yapıldığından yakınıyor, kimileri ise kişisel beklentilerine cevap bulamadığından dolayı acımasızca muhalefet yapıyor, ilgililere çeşitli ağır ithamlarda bulunuyor.

Ben 30 yıllık meslek hayatımda ve istisnasız her dönemde belediyelerin imar uygulamalarından şikâyet edildiğine tanık oldum. Bu şikâyetleri ya çok kat isteyip alamayanlar yaptı, ya imar planı çerçevesinde yapması gereken binasına kaçak kat atamadığı için eleştirdi, ya da kaldırımdan çalamadığı için şikâyette bulundu. Hem de yasal kriterleri yerine getirmeyenler, imar yapılanmalarına uygunsuz davrananlar her zaman seslerini daha yüksek duyurmaya çalıştı.

Oysa imar değişiklikleri daima kamuoyu aleyhine gelişmiş ve bu gelişme kaldırımları, cadde ve sokakları işgal edenlerle dolmuştur. Hal böyleyken konuşmalarda “binamı niye beş-on metre kare daha büyük yapamadım” diye hayıflanmalar ve homurdanmalar duyarsınız. Aslında yerel yönetimler hep bina yapanın lehine kararlar vermişlerdir ancak, buna rağmen yine de mülk sahiplerine yaranamamışlardır. Aslında kaybeden her daim kamuoyu olmuştur. Cadde ve sokakları daraltılmıştır, iki kişi yan yana yürüyemez durumda kaldırımlar yapılmıştır.

Bir bakımdan da tüm bu durumlara rağmen inşaat sektörü her dönemde istihdam alanında önemli yer tutmuş, piyasalara canlılık getirmiştir.

Hükümetin uyguladığı “kentsel dönüşüm” projeleri kapsamında altı buçuk milyon konut yıkılıp yeniden yapılacaktır. Bu demektir ki; ülkemiz ekonomisi canlılığını sürdürecek. 2 binli yılların sonlarında dünyada yaşanan küresel ekonomik kriz Arap devletlerinden gelen sıcak para sayesinde zararsız atlatılmış… Önümüzde yaşanması olası ekonomik krizler de kentsel dönüşüm sayesinde altı buçuk milyon konutun getireceği canlılıkla teğet geçecektir. Tabii ki bu bir varsayım.

İnşaat sektörü her ne kadar imar ihlalleri nedeniyle eleştiriliyor olsa da piyasalara getirdiği canlılık ve istihdam alanlarına sağladığı hareketlilikle can simidi işlevi görüyor. İşsizliğin önlenmesinde temel işlev sağlıyor. Hükümet bu alanı canlı tutmak için kentsel dönüşümlere destek oluyor. Hatta kentsel dönüşüm projeleriyle şehirlerin çirkin görüntülerine son veriliyor. Daha derli toplu yaşam alanları yapılıyor. İnşaat sektöründeki kazanç zorlamalarını ve imar uygulamalarını ne kadar eleştirsek de piyasalara getirdiği canlılık göz ardı edilemez boyutlardadır. Tabii ki bu demek değildir ki; isteyen istediği yere kaçak- göçek bina yapsın. Kural dışılık asla kabul edilemez. Yaşadığımız kentleri kendi ellerimizle virane hale getirmeyelim…

Bir anekdot: Bayram öncesi Amerika’da yaşayan bir akrabam geldi. Kendisi amcamızın kızdan torunu. Adı Serkan. İki yıl önce Amerikalı bir kızla evlendi ve oraya yerleşti. Kurban Bayramında izne geldi. Kayınpederi ve Kayınvalidesi ile birlikte oturuyorlarmış. Sohbet anında ‘nasıl bir evde yaşıyorsunuz’ tarzından bir soru sorulunca “Amca yaşadığımız evin arsasını TOKİ görse, inanın 5 bloklu bir site diker oraya” dedi. Hayret değil mi? Evin bahçesini düşündüm de…

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde