AK Parti başa döndü!..

AK Parti 12 Eylül 2015 cumartesi günü yaptığı 5. olağan kurultayında çeşitli kararlar alarak kuruluş amacına uygun olarak ilkelerini tazeledi.

Kuruluştaki ilke ve amaçlarında yeniden yapılanmaya gidilen kurultayda en etkileyici nüans “Etik ve Erdem Kurulu” oluşturulması kararı alınması oldu. Aynı zamanda “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar”la mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülmesi kararı dikkat çeken unsurların başında geldi.

Kibir, tepeden bakma ve böbürlenmelerin son bulması istendi.

Alınan bu kararlar sonucunda AK Parti fabrika ayarlarına geri döndü. Kuruluş ilkelerine geri döndü, başa geldi diyebiliriz.  

Zaten Türk siyasetinin en belirgin açmazı, iktidara gelince yan yollara sapmak oluyor. Başlangıçta ilke haline getirdiği değerlerden vazgeçmek oluyor. Hizmet etmek vaadiyle başlayan çalışmalar, kişisel çıkar çalışmalarına dönüşüyor. Hal böyle olunca bu davranışlar açık ve bariz halde yolsuzluklara ve yanlışlıklara bulaşmaya kadar gidiyor.

AK Parti bu kurultayında, yaşanan olumsuzluklar geniş çaplı ayyuka çıkmış olmalı ki; “bunu gördü” yeniden kuruluş amaçlarına, kuruluş değerlerine, etik ve erdemli olma ilkelerine geri dönüyor. Yolsuzlukla mücadeleyi ön sıralara almayı hedefliyor. Hizmette kibirlenmeyi istemiyor. Demek ki bu değerlere ihtiyaç duyuyor.

*             *             *

Parti yönetimine 31 yeni isim girerek, bu isimlerin tamamının cumhurbaşkanı tarafından işaret edildiği belirtiliyor. Buna rağmen Sayın Ahmet Davutoğlu bu kurultayda rüştünü ispatlamış görünüyor. İki adayın olacağı tartışmalarının gölgesinde tek adayla kurultayı yapıyor. Kendisinin tek aday olması karşılığında da yönetim listesini partinin kurucusu Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ın yapmasına razı oluyor. Her iki lider bu davranışlarıyla partideki olası bölünmeleri önlüyor.

Siyasi geçmişimizdeki örneklere baktığımızda, Merhum Turgut Özal Cumhurbaşkanı olduğunda Anavatan Partisi bölünmüş ve şimdi adından bile kimse söz etmiyor. Aynı bölünmüşlük merhum Süleyman Demirel’in Doğru Yol Partisi için de geçerli. Bu iki lider partilerindeki bölinmeleri bertaraf edememiş, şimdi bu partiler kapanmış durumda. Oysa Sayın Davutoğlu ve Sayın Erdoğan bu hataya düşmeyerek, karşılıklı istişareler neticesinde 12 Eylül kurultayını gerçekleştirmiş oluyorlar.

Öyle anlaşılıyor ki; Sayın Davutoğlu geçmişe dönük partideki  yıpranmışlığı bertaraf etmek adına başlangıç ilkelerini önemsemiş sayılıyor.

“Etik ve Erdem Kurulu” kurulması, “Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar”la etkin mücadele kararı alınması, kibirlenmeden hizmete devam edilmesi kararları Davutoğlu’nun birincil hedefi haline geliyor. Bu da Davutoğlu’na geleceğe dönük siyasi güven sağlıyor. Liderlik karizmasını güçlendiriyor.

12 Eylül kurultayı aynı zamanda 1 Kasım seçimlerinin startının verildiği tarih olarak tarihe geçiyor.

AK Parti “ilke ve idealleri” bakımından başa dönüyor!...

Bu dönüş başlangıçtaki güveni sağlayabilir mi; bunun ilk işaretini 1 Kasım seçimlerinde göreceğiz.