Sihirli kelime “BARIŞ”

Barış, demokrasi, özgürlük.

Bu kavramlardan her kesim hoşlanmaz hatta nefret edenler bile vardır.

Oysa barışı, demokrasiyi ve özgürlüklerimizi geliştiremezsek yaşam kalitemizi yükseltmemiz söz konusu olamaz.

Barışı sağlayamadığımızda ortak yaşamımız tehlikeye girer. Demokrasi ve özgürlüklerimizi geliştiremediğimizde yönetim anlayışımız otoriterleşmeye yönelir.

Ankara’da patlayan iki canlı bomba aslında “barış, demokrasi ve özgürlük” isteyenlerin üzerlerine patlamıştır. Marjinal ve bölücü gruplar hariç gerçekten barış isteyen masum toplulukların üzerlerine...

Terörün hedefi kaos ortamı yaratmaktır. Korkutmaktır. Yıldırmaktır.

Hiç bir terör örgütü masum değildir. Gösterilemez de...

Ankara bombacılarının faili üzerinde halen anlamsız bir tartışma sürdürülüyor. Ülkemizin istihbarat teşkilatları patlamayı öncesinden tesbit edememiş, bir güvenlik eksikliği yaşanmıştır. Buna kimse itiraz etmiyor. İlgili teşkilat yetkilileri de bu zafiyeti inkar etmiyor.

Ancak eylemin kim tarafından yapıldığı konusunda devlet yetkilileri isim vermekten imtine ediyor, sakınıyor sanki! Bir türlü bu eylemi IŞİD yaptı diyemiyor.

Daha dün basında yer alan bir babanın feryadını hep birlikte okuduk. Kocaeli’nde bir baba yüreği ağzına gelmiş bir tavırla 19 yaşındaki çocuğunun IŞİD terör örgütüne katıldığını basın üzerinden duyuruyor. Çocuğunun canlı bomba olduğunu dile getiriyor. Dolayısıyla terör örgütlerinin masumiyeti olamaz. Ülkemizin canını yakan, kandan beslenen iki cani ve güçlü terör örgütü vardır. Bunlar PKK ve IŞİD’dir. Diğer marjinal sol ve sağ örgütleri de bu listeye ekleyebiliriz.

Katledilen masum insanlara başsağlığı dileyenlere bile tahammül edemeyen bir güruh, bir kesim var içimizde. Eğer birbirimizden bu denli nefret ediyorsak bir arada yaşama olanağımız, barış içinde yaşama olanağımız kayboluyor demektir. Ülkemizin geleceği açısından tehlike çanları çalıyor demektir. Kutuplaşıyoruz, ayrışıyoruz demektir.

Bu bakımdan BARIŞ sihirli bir kelimedir. Toplumun bütün kesimleri kesinlikle bu kelime etrafında kenetlenmelidir. Bütünlüğümüzü sağlayamadığımız, barış içinde yaşayamadığımız zaman mısır unu gibi dağılır gideriz. Zaten küresel - emperyalist güçlerin hesabı bu.

Nasıl ki Irak, Suriye ve diğer ortadoğu ülkelerini parçaladılar, aynı senaryoyu bizim için uygulamayacaklarını kim garanti edebilir.

Dolayısıyla inadına BARIŞ, inadına DEMOKRASİ, inadına ÖZGÜRLÜK, inadına birlikte yaşayacağız  demeliyiz...