“Oy kaybı olsa da barış olacak”
- Cuma, 01 Mart 2013
30 yıldır terörle mücadele veriliyor.
Bu mücadelede 40 bin can kaybetmişiz, 500 milyar dolar para harcamışız.
Can kayıplarımızın belki yüzde 80’i 20’li yaşlara tekabül ediyor. Bir çoğu vatani görevlerini yaparlarken şehit oldular. Kim için, ne için. Başka bir devletle savaş mı yaptık. Hayır… Bir terör örgütü ülkemizin hem can kayıplarına sebep oluyor, hem de maddi kayıplarımıza vesile oluyor. Şimdi bu kayıplar yaşandı, iyi mi oldu. Bahse konu maddi kayıp o bölgenin kalkınmasına harcansa idi kötü mü olurdu?
O halde terörün devam etmesinin hiç kimseye faydası yok.
AK Parti iktidarı terörün bitmesi adına ciddi bir çalışma yapıyor. Kimimiz büyük eleştiri ve tepki içindeyiz, kimilerimiz de terörün bitirilmesi adına, barış gelmesi adına bu çalışmaların doğru olduğu kanaati içindeyiz. Tabii ki her düşünce aynı olamaz. Değişik düşünce ve fikir içinde olanlarımız olacaktır. Ancak tablo ortada. Can kayıpları, maddi kayıplar, ayrışmalar, düşmanlıklar, etnik zıtlaşmalar hepsi gelecek için bir başka kavga sebebi. Dolayısıyla bu kötü gidişe birileri dur demek adına girişimde bulunmalı. Görüşmeler üst düzey boyutlarda sürdürülüyor. Bu süreci toplum olarak takip ediyoruz. Ülkenin büyük bir kesimi barış sağlanması görüşünde. Çünkü gidişattan hepimiz rahatsızız.
İktidar partisi terör örgütüyle masaya oturmakla büyük bir siyasi risk alıyor. Başbakan bu riski oy kaybetme hesabını dışarıda tutarak üstlenmiş durumda. “Oy kaybı olsa da barış olacak” diyor. Kaldı ki hesap ortada. Ya kan akmaya devam edecek ve bununla beraber milyar dolarlar silah baronlarına gidecek, ya da barış olacak silahlar susacak.
Aslında geçen hafta Sinop ve Samsun’da yaşanan protesto olayları barış sürecini baltalama adına çıkartılan hesaplı tepkilerdi. Ne demek bu ülke insanlarının seçtiği milletvekillerini “bölgeye sokmayız” demek. O zaman Türk milletvekillerini de “Diyarbakır’a sokmayız” deseler ne diyebiliriz. Bu davranışlar ülke bütünlüğünü bozar. Ayrışmayı tetikler. Amacımız barış ve kardeşlik içinde yaşamak değil mi? Birlikte daha güçlü Türkiye’yi oluşturmak değil mi? Silahları susturmak değil mi?