İçimiz yanmasın artık

Son bir haftada Ordu’dan 3 şehit verdik. Bir de yaralı üsteğmen.

Akkuş, Ulubey ve Altınordu ilçelerimiz yasa boğuldu.

Güzü yaşlı analar, sönen ocaklar, yetim kalan çocuklar, umudu kalmamış eşler… Ülkemizin her bir köşesi şehit acılarıyla kıvranıyor. Hepimizin yürekleri yandı.

Yanan bir de ülkemizin Güneydoğu bölgesi var.

Sanki topraklarımızda bir savaş yapılıyor.

30 yıldır terörün etkisi altında olan bir bölge.

Ayrılıkçı caniler boş durmuyor. Güneydoğumuzda yakıp yıkma eylemleri yapıyorlar.

Hedefleri kısa veya uzun vadeli gelecekte kesinlikle ülkemizin bölünmesi.

Ortadoğu bölgesine yönelik bir hesap var. Haritaların yeniden yapılanması. Egemen güçler bunu istiyor.

Niye?

Enerjiyi daha az problemle elde edebilmek. İşte Ortadoğu bölgesinde gözü olan Emperyalistlerin taşeronluğunu üstlenmiş terör örgütleri bölgeyi sorunlu hale getiriyor. Destekçileri güçlü.

Ülkede “özgürlük sorunu var” diyorlar.

Propagandaları “özgürlük” sorunu imiş.

Hiçbir Kürt kökenli vatandaşımız, “bize ayrılıkçı bir davranış veya ayrılıkçı bir uygulama yapılıyor” diyebilir mi?

Bu kandırmacalara gelmeyeceğiz. Ancak özgürlükçü ve demokratik yaşamımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Toplumsal barışımızı zedelemeyeceğiz. Birlik içinde, barış içinde, kardeşlik tabanında geleceğimizi hazırlayacağız.

Tabii ki kamu düzenini oluşturmak, huzur ortamını güvenli hale getirmek için güvenlik güçlerimiz önlemler alacaktır. Cani terör örgütleriyle mücadele edeceklerdir. Bu mücadele toplumumuzun geleceği ve refahı içindir.

Hiçbir devlet düzeninde alternatif düzen olamaz. Özyönetim olamaz. Paralel yapılanma olamaz. Eğer ülkeyi yönetenler devlet içinde devlet oluşumlarına müsaade ederse ilk zarar görecek olan yönetimin başında bulunanlar olacaktır.

Canımız yanıyor. Haber bültenlerini korkuyla izliyoruz. Güvenlik güçlerimize Allah kolaylık versin diyoruz. Terörle mücadelede masum vatandaşlarımızın korunmasını istiyoruz. Barış ve huzurun tesis edilmesini diliyoruz. Artık içimiz yanmasın istiyoruz. Dursun bu terör.