Doğru olan, yaşanmışlıkların zamanında ortaya çıkarılmasıdır
- Çarşamba, 10 Şubat 2016
2001 Ağustos’unda başlayan “Kutlu Yürüyüş”ün 4 ağır topu arasında bu gün soğuk rüzgarlar esiyor.
Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdullatif Şener.
Bu dörtlünün günümüz itibariyle üçü farklı cephelere konuşlanmış durumda... Ve Recep Tayyip Erdoğan’a ağır silahlarla atış yapıyorlar. Üçlü troykaya yola birlikte çıktıkları bazı isimler de eklemlenerek yeni ve güçlü bir oluşum yaratmanın hesaplarını yapıyorlar.
Abdullatif Şener, Başbakan Yardımcısı iken 2007 yılı sonrası “... işlerin iyi gitmediği, partinin kuruluş ilkelerinden kopup yan yollara girildiği!” gerekçesiyle istifa etmişti.
17-25 Aralık 2013 ve 2014 yerel seçimleri öncesi ve sonrasında Bülent Arınç ara sıra negatif çıkışlar yapmış, iddialarının arkasında duramayıp yoluna devam etmişti. Ne olduysa Bülent Arınç, bir hafta önce yeniden gündeme bomba gibi düşen yeni iddialar ortaya atmıştı.
Abdullah Gül ise her zamanki gibi sessiz kalarak ayrılık rüzgarlarının “yelkenlerini dolduran” bir görüntü sergilemeyi tercih etmekte.
Siyasetin doğasında bu tür gerginlikler ve ayrışmalar her zaman yaşanmış olgulardır.
Aslında toplumun istediği, gerçeklerin zamanında gün yüzüne çıkmasıdır.
Yaşanmışlıkların geciktirilerek yansıtılması etik de değildir. Bir şey biliyorsan yaşandığı an müdahale edebilmelisin. Ahlaki davranış bunu gerektirir.
Şimdi geciktirilmiş gerçekler üzerinden birilerini vurmaya kalkışmak ne kadar doğru?