Kutlu Doğum Haftası ve Barış Süreci
- Çarşamba, 17 Nisan 2013
“Kutlu Doğum Haftası” her geçen yıl daha görkemli ve etkili kutlanıyor.
Zengin programlarla il ve ilçe merkezlerinde önemli etkinlikler düzenleniyor. Müftülüklerin tertip ettiği etkinlikler bir hafta sürüyor. Fatsa Müftülüğü de Pazar gününden başlayan çalışmalarını hafta sonuna kadar devam ettirecek.
Kutlu Doğum Haftası kutlamalarında “Diyarbakır” dikkat çekti.
Diyanet İşleri Başkanı kutlamalar için Diyarbakır’ı tercih etti.
Bu tercih bence anlamlı.
Barış ve çözüm süreci yaşadığımız bu günlerde Diyanet İşleri Başkanımızın Diyarbakır ilimizde olması bir anlamda din birlikteliği mesajı veriyor.
O halde süreçte din birlikteliği teması da kullanılıyor diyebiliriz. Kaldı ki Güneydoğu bölgesi halkının dini vecibelerine daha sıkı bağlı bir anlayış içinde yaşadığını da bilmekteyiz. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan “Güneydoğuda AK Partiye oy veren seçmenlerden, BDP’ye oy veren seçmenler daha çok dindardır” iddiasında bulunduğu gibi. Dolayısıyla süreçte din vurgusu üzerinden de çalışmalar yapılıyor.
“Akil Adamlar” görev bölgelerinde aktif çalışmalarını başlattılar. Kimi zaman olumlu karşılanıyorlar, kimi zaman ufak tepkilerle… Her şartta ikna etme durumları çok yüksek.
“Analar Ağlamasın” sloganı karşılığını buluyor. Çünkü bu anlayışa kimse itiraz etmiyor.
“Savaş Değil Barış Olsun” sloganı tam derinden yerine oturuyor.
Hiç kimsemizin itiraz edemeyeceği bu çalışmaların umuda işaret ettiğini de görmekteyiz.
Zaten kendi vatandaşıyla kavga etmeyen bir devletin olmasını istemiyor muyuz?
“Akil Adamlar” yapılanması toplumun bütün kesimlerinin kucaklayacağı isimlerden oluşmadı mı?
Görsel Medya ve Yazılı Basın çözüme tam kadro omuz vermiyor mu?
Umarım ülke insanımız bambaşka bahar havalarında birlikte yürür, birlikte güler, birlikte ağlar. Kendi çocukları birbirlerini boğazlamaz. Gençlerimizin aralarına nifak sokulmaz. Onlar geleceklerini beraber kurarlar, hedeflerine beraber koşarlar…
Muharrem Seri’nin vefatı
Toplumsal reflekslerimiz bir değerimizi kaybettiğimizde daha çok öne çıkar.
Kaybettiklerimizin arkasından ağıtlar yakarız. Ne kadar üzüldüğümüzü büyük büyük harfler ve uzun uzun cümlelerle anlatmaya çalışırız. Genel anlayışımız ve yaklaşımlarımız bunun böyle olduğunu kesin bir şekilde ortaya koyar.
Dostlarımız hayattayken kıymet göstermeyiz. Dertlerine derman, sevinçlerine ortak olmayız. Ne zaman ki başlarını alıp gittiklerinde aklımıza gelir kıymetli oldukları.
Bu özeleştiriyi yaptıktan sonra “Muharrem Seri” abimiz için iki cümle yazmalıyım diye düşündüm.
Muharrem Seri, geçen hafta hiç beklenmedik bir şekilde vefat etti. Kendisini 30 yıldır tanımaktaydım. İnsani değerleri yüksek, yardım etmeyi seven, sosyal ilişkiler bakımından fevkalade sıcak yaklaşımları olan, insan ilişkilerine önem veren bir kişilik...
Bu özelliklerini yaşarken ortaya koyan bir sima...
Abartı yapmıyorum. Ben öyle tanıdım.
Ancak arkasında bir dizi soru işareti bırakarak aldı başını gitti.
Ailesi ve sevenlerinin başı sağolsun.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...