27 Nisan 2024

zeki-sarihan

Partilerimiz-5 VATAN PARTİSİ

  • PDF

            7 Haziran 2015 seçimlerine giren 20 partiden biri olan Doğu Perinçek başkanlığındaki Vatan Partisi, 161.000 oyla ve yüzde 0.35 oranıyla 7. parti oldu.

Vatan Partisi, 15 Şubat 2015’te adını değiştiren İşçi Partisi’nin devamıdır. Adı yeni olmakla birlikte politik varlığı yaklaşık 50 yıl öncesine dayanır.  Tartışılmaz başkanı Doğu Perinçek’in 1968’de Fikir Kulüpleri Federasyonu başkanlığından başlamış, Aydınlık dergisinin ayrışmasında Proleter Devrimci Aydınlık (PDA) yayına başladıktan sonra gizli Türkiye İhtilâlci İşçi Köylü Partisi oluşumu, Şafak Davası, 12 Mart mahkemelerinden tahliye edildikten sonra Halkın sesi, Aydınlık gazeteleri, 1978’de Türkiye İşçi Köylü Partisi, 1988’de Sosyalist Partisi, 1991’de İşçi Partisi olarak siyasi arenada varlığını sürdürmüştür.

ÇIPLAK KRAL NASIL GİYDİRİLDİ?

Bu hareket, 1960 sonrası bütün dünyada gelişen sosyalist hareketin gençlik içinde bulduğu yankıdan kaynaklandı. Diğer gençlik ve aydın örgütlerinden farklı olarak Çin Komünist Partisi’nin devrim görüşlerini ve dünya tahlillerini kabul etti. Bunun esası, Sovyetler Birliği’nin sosyalizmden vazgeçtiği, ABD gibi hatta ondan tehlikeli emperyalist bir ülke olduğu, kurtuluşun işçi sınıfı önderliğinde, işçi-köylü ittifakı ile yapılacak bir millî demokratik devrimle mümkün olduğu idi. Partinin o dönemdeki görüşleri en saf biçimiyle 1973’te Mamak’ta görülen TİİKP davasında yaptığı toplu savunmada kendini gösterir. Üçüncü Enternasyonalin ve onun bir şubesi olan Şefik Hüsnü’nün Türkiye Komünist Partisi’nin dünya ve Türkiye görüşleri üzerine oturtulan Savunma, tarihe ve siyasete emekçi gözüyle bakan ve resmî tarihe “kral çıplak” diyen bir anlayışla kaleme alınmıştır. Parti, süreç içinde bu görüşlerinden adım adım uzaklaşarak önce Kemalizm’e yaklaşmış, daha sonra Türk milliyetçiliğinde karar kılmıştır. Merkez Sağ ile birleşebilmek için adını, amblemini, parti bürolarındaki Marks, Engels, Lenin, Stalin, Mao, Şefik Hüsnü ve Mustafa Suphi gibi resimleri kaldırmış, Atatürk’ün yanına Celal Bayar’ı, Fevzi Çakmak’ı koymuştur. Bir mitingde “Ordu Göreve” pankartını açan Gökçe Fırat grubunu ajan ilan etmiş ama onun ortaya attığı “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganına sahip çıkarak kendine mal etmiştir. Gericilikle mücadele ederken Kur’an, Hazreti Muhammet’le ve Şeytan Ayetleri ile ilgili yayınları İslam karşıtı aydınların ilgisini toplamaya hizmet etmiştir.

Daha önceki görüşlerinin tam tersi olarak parti milliyetçilik döneminde Ermeni soykırımının iddialarının uydurma olduğuna, Kıbrıs’ın Türkiye’ye ilhak edilmesine, Kürtlerin Batı tarafından Türkiye’yi bölmek için kışkırtıldığına ağırlık vermiştir. Türkiye dışındaki Kürtlerin de kendi yönetimlerini kurmalarına şiddetle karşıdır.  PYD’ye karşı örtülü bir biçimde IŞİD’i desteklemektedir. Son olarak da Fetullah Gülen Cemaatine ve Batı’ya karşı Tayyip Erdoğan’ı destekleme politikalarına ulaşmıştır.

            Vatan Partisi’nin iddialarına göre, CHP Atatürkçülükten tamamen uzaklaşmıştır ve Kemal Kılıçdaroğlu partinin başına ABD tarafından getirilmiştir. Parti, bu nedenle 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP-MHP çatı adayı Ekmelettin İhsanoğlu’na karşı CHP içinden bir adayı çıkarmak için seferber olmuş, bu çaba Emine Ülker Tarhan’ın CHP’den ayrılarak yeni bir parti kurmasıyla sonuçlanmıştır.  İşçi Partisi (Vatan Partisi), 1930’lu yılların laiklik anlayışını benimsemekte, başörtüsünü “Esaretin simgesi” olarak nitelemektedir.

            NEDEN SANDIKTAN ÇIKAMIYOR?

            İşçi Partisi, yayın organları Aydınlık ve Ulusal Kanal aracılıyla topluma seslendiği bütün seçimlere yüzde 10 barajı aşacağı, çok yakında kurulacak millî hükümetin merkezinde yer alacağı gibi iddialarla girmiş olmasına rağmen, en çok oyu yüzde yarımla 2002 seçimlerinde alabilmiş, bu oran Sol Güçbirliği adıyla girdiği 1999 seçimlerinde 0.18’e kadar düşmüştür. Parti 2011 seçimlerinde bütün gücüyle yüklendiği İzmir’den bağımsız aday olarak gösterilen Perinçek için oyların 1.2’sini, Yaşar Müjdeci için 1.4’ünü, İstanbul’dan Çetin Doğan için 0.38’ni alabilmiştir. 

            Hukuk Doktoru olan ve çok çalışkan bir siyasetçi olan Doğu Perinçek’in ve bazı arkadaşlarının ömürlerinin önemli bir bölümü cezaevlerinde geçmiştir. En son yargılandığı ve müebbet hapse çarptırıldığı fakat 2014’te serbest kaldığı dava Ergenekon’dur. Parti gerek bu davaya karşı, gerekse millî bayramlarda partinin gençlik örgütü konumunda olan Türkiye Gençlik Birliği aracılığıyla geniş bir kesimi harekete geçirebilmiştir. Bu başarı onları, 10 Kasım’da ve milli bayramlarda Anıtkabir’i ziyarete giden yüz binlerce yurttaşı partinin tabanı olarak göstermeye sevk etmiştir.

            Partinin bütün seçimlerden yenilgiyle çıkmasının, Atatürkçülük, CHP ve HDP hakkındaki yayınlarının etkisinin çok sınırlı kalmasının nedeni, Atatürkçülüğün ve Türk milliyetçiliğinin toplumdaki taraftarlarının azlığı değil, seçmenlerin çok sık görüş değiştiren bu partiye güvenmeyişi, başka partilerin içine gereğinden fazla burnunu sokması, diğer sol ve sosyal demokrat partilerle seçim ittifakı oluşturamaması, parti içinde demokratik tartışmanın yokluğudur. Parti kadroları, iradelerini genel başkana teslim etmiş durumdadırlar. Bir zamanlar ülkenin en birikimli devrimcilerini barındıran parti, günümüzde komplo teoriyle idare eden, kendi yayınlarından başkasını okumayan ve kendi televizyonu ne derse onunla yetinen ezberci bir cemaat haline gelmiştir. Parti umudunu askerlerin iktidar için bir atağına bağlamış gibidir, gözü ve kulağı Genelkurmaydadır. Bu anlayışlar, seçmenleri partiden uzak tutmaktadır. İşçiler ve köylüler arasında bir üye varlığı görülmeyen Vatan Partisi, daha çok İzmir, İstanbul, Ankara gibi kentlerde bazı aydınlar, memurlar ve emekli askerlerde taban bulmaktadır. Kürt bölgelerinde hemen hiç yoktur. Buna rağmen, Türkiye’nin başka yerlerinden götürdüğü taraftarlarıyla 2007’de Diyarbakır’da, bu son seçim öncesinde de Yüksekova’da miting yaparak Kürtleri de kucaklamakta olduğu izlenimi vermeye çalışmıştır.

Her seçim öncesinde partiye yeni kaydolan “önder” kadroları açıklayarak büyüdüğü görüntüsü vermesine rağmen, birçok üye de pasif hale geldiği ve partiden ayrıldığı için parti “dibi delik tencere”ye benzetilmektedir.

Partinin birçok öngörüsünün boş çıkması, eski istihbaratçıları ve merkez sağcıları yönetime getirmesi ve seçimlerdeki başarısızlıklar, Vatan Partisi içinde bir tartışmayı başlatacak gibidir. Fakat partinin fabrika ayarlarına geri dönmesi, yeniden sosyalist bir parti haline gelmesi de mümkün görünmüyor. (10 Temmuz 2015)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde