28 Nisan 2024

zeki-sarihan

SURUÇ’TA BOMBAYI ABD Mİ PATLATTI?

  • PDF

20 Temmuz’da Urfa’nın Suruç ilçesinde Kobani’nin yeniden imarı için bir araya gelen sosyalist gençlerin toplantısında bombayı kim patlattı?

Canlı bombanın yalnız kimliği değil, IŞİD adına hareket ettiği kısa sürede anlaşıldı. Çünkü PYD, Kobani’yi IŞİD’den kurtarmıştı ve bu iki örgütün savaşı hızla devam ediyordu. Olay hiçbir komplo teorisi kaldıramayacak kadar açıkken Aydınlık gazetesi 21 Temmuz günü, bütün gazetelerden farklı olarak şu manşetle çıktı: “Terör dalgası Türkiye’de- ABD’DEN BOMBALI MESAJ, 30 ÖLÜ”

Gazete “Güvenlik bürokrasisi”ne atfen şu iddiada bulundu: PKK koridorunu önleme amacıyla güvenli bölge planları yapan Türkiye’ye ABD bombayla yanıt vermişti. Güvenlik bürokrasisinin Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve eski Genel Kurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin olduğu, onun birinci sayfadan başlayan yazısından anlaşılıyordu: “Saldırı CİA, M16, Mossad’ın bilgisi dâhilinde olabilir. Bir taşla birkaç kuş vurulmak istenmiş gibi” diyordu Pekin.

Aydınlık’ı bu komplo teorisine sarılmaya iten duygu, onun uzun süredir izlediği bir politikayla ilgili. Adını Vatan Partisi olarak değiştiren İşçi Partisinin en büyük hedefi Kürt siyasi hareketidir. Türkiye’deki Kürtlerin ABD tarafından Türkiye’yi bölmeleri için kışkırtıldığını ileri süren parti, ABD’nin şimdi neden Esad rejimini bırakıp IŞİD kuvvetlerini bombaladığını da anlayamıyor.

IŞİD, en yakın örneği Naziler olan, insanlığın birkaç yüzyıllık tarihinde pek az görülen bir vahşet örgütü olarak, Orta Doğu’daki halklar kadar bütün milletlerin, dinlerin, mezheplerin, uygarlıkların, en azılı düşmanı. Dolayısıyla yalnız Esad hükümetinin değil ABD’nin de onu hedef almasının anlaşılabilir nedenleri var.

İkinci Dünya Savaşı’nda emperyalist İngiltere ve ABD ile Sovyetler Birliği’nin Alman faşizmine karşı birlikte savaşmasının nedeni de herkes için tehlikeli olan bir düşmanı alt etme ihtiyacı idi. IŞİD’e karşı bir ortak cephe en yakın tehlikenin bertaraf edilmesi zorunluluğundan kaynaklanıyor.

 

Bir süre önce bu partinin Kürt siyasi hareketine karşı “Örtülü olarak” IŞİD’i desteklediğini yazdığım için bu partinin etkisindeki bazı arkadaşlar Vatan Partisi’ne iftira ettiğimi ileri sürdüler. Partilerinin IŞİD gibi çağ dışı bir vahşet örgütünü örtülü olarak da destekleyemeyeceğini düşünmüş olmalılar. Bu durum, yalnızca onların iyi niyetli olduğunu gösterir. Partinin PYD’ye karşı IŞİD’den medet ummadığını değil.

Vatan Partisi liderlerinin bu tutumları yeni de değildir. Başka birçok örneği yanında Kobani savunması sırasında Tayyip Erdoğan gibi İP Genel Başkanı da “Kobani düştü düşecek” demişti. O Kürtlerin düzde savaşamayacaklarını, sonlarının geldiğini ileri sürüyordu. O tarihte Kürtleri yurtsuz bırakmak isteyenler de IŞİD’ciler idi. Günümüzde de Vatan Partisi sözcüleri Kürtlerin yaşadığı Suriye’deki bölgenin Türk ordusu tarafından işgal edilerek burada bir     “Güvenlikli Bölge” oluşturulmasını istiyor. Hükümetin de böyle bir plan üzerinde çalıştığını biliyoruz.

“Sosyalist Olmanın Verdiği Mutluluk” yazıma verilen yanıtlardan bazılarına bakılırsa Suruç’ta Kobani’ye yardım için toplanan ve büyük bir IŞİD suikastına uğrayan gençler sosyalist olamaz! Çünkü onlar Kobani’ye yardıma gidiyorlardı…

Kendisinden başkasının sosyalist olduğunu kabul etmeyen, kendisi de Sosyalizme hiç yakışmayan görüşler savunanlara bilmem ne demeli? Her halde onlar için Milliyetçi Sosyalist (Nasyonal Sosyalist) dense hata edilmiş mi olur? Bütün enerjisini Kürt, Ermeni, Rum düşmanlığına harcayan bir hareket için başka ne söylenebilir? (Fatsa, 25 Temmuz 2015)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde