29 Nisan 2024

zeki-sarihan

KARA PROPAGANDA

  • PDF

Propaganda, iktidar mücadelesinin en güçlü araçlarından biridir.  Propagandanın amacı, rakibini veya rakiplerini şeytanlaştırmak ve kendi taraftarlarını çoğaltmaktır.  Propaganda araçlarını kullanmayan bir siyasi hareket olmaz. Televizyonlar, gazeteler, ajanslar, haber siteleri, bildiriler, broşürler, demeçler bunun için vardır.

 

Ne var ki, haklı ve haksız tarafların propagandada başvurduğu yöntem farklıdır. Haklı olan taraf bir ulusal kurtuluş savaşı verdiği gibi, bir demokrasi mücadelesi içinde de olabilir. Ezilen sınıfların iktidarı için de çalışıyor olabilir. Haklı olanların kitleleri davalarına kazanmak için yalan söylemelerine gerek yoktur. Gerçeği açıklamaları yeter.  Gerçek zaten devrimcidir.

 

Yalana başvuran, haksız olan taraftır. Doğruyu söylese taraftar kazanamaz veya ancak bir kısım çevrelerin desteğini kazanabilir.

 

Kara propaganda konusunda verilecek sayısız örnek var. İlk aklıma gelen, (tarih olarak ilginç bir rastlantıdır) 19 Mayıs 1920 günü Bolu Mutasarrıfı Osman Kadri Bey’in Kuvayı Milliyeciler aleyhine çevrede dağıttırdığı bir bildiri geliyor. Batı Anadolu İngilizlerin ve Padişah hükümetinin teşvikiyle Ankara’ya karşı bir isyan hareketi içinde çalkalanmaktadır.

 

Gerçek şudur: Emperyalistler, Sevr Anlamasına hazırlanarak Anadolu’yu parçalamak ve Türkiye halkını köleleştirmek isterken millet buna karşı tam bağımsızlık için ayaklanmıştır. Yeni bir ordu kurmaya çalışmaktadır.

 

Osman Kadri Bey’in bildirisine göre ise “Bolşevik âdetine kapılan bir takım eşkıya, vatanı kurtaracağız diye Anadolu’nun saf halkını aldatmaktadır. Padişah’a, Halife’ye isyan bayrağını çekmiştir.”

 

Osman Kadri Bey,  ardından Bolşevikliği anlatmaya girişiyor: “Bolşeviklik, paranın, malın, emlak ve arazinin ayak takımı, yersiz yurtsuz bir takım haydutlar tarafından yağma ve taksim edilmesidir. Hiç kimsenin nikâhlı karısı olmayıp, her kopuğun her kadını istediği gibi kullanması, çocukların iki yaşından sonra alınarak genel evlerde beslenip babasız yetiştirilmesidir.”

 

GECE GÜNDÜZ KARILAR VE OĞLANLARLA…

 

Sonra Kuvayı Milliyecilerin neler yaptığını anlatmaya sıra gelmiştir: “Bir senedir Anadolu’da yakmadık köy, öldürmedik adam bırakmadılar. Bu canilere, haydutlara aldanmayınız. Bunları tanıyan, gece gündüz işretle, soygunculuk ile karılar, oğlanlar ile vakit geçirdiklerini gören yakın yerler halkı, kendilerine hiç yardımda bulunmadığı için siz uzak yerler ahalisini aldatıp asker toplamaya çalışıyorlar.” (Sabahattin Selek, Milli Mücadele-ulusal Kurtuluş Savaşı, C. 2, İstanbul, 1971, Ağaoğlu Yayınevi, s. 76)

 

Bu propaganda dilinin bezerlerini bütün tarihte sosyal mücadeleler içinde görüyoruz. Haksız ve geri tarafı temsil eden odakların, halkı galeyana getirmek için ne yalanlar uydurduğunu tarih yazıyor. 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da yaşanan vahşet de Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atıldığı yalanına dayandırılmıştı.

 

Türkiye günümüzde ne yazık ki Güneydoğu’da sıcak bir savaşın içinde. Saray’ın tezlerine haklılık kazandırmak için televizyonlar, gazeteler, parti sözcüleri ve hükümet çevreleri nasıl bir propaganda dili kullanıyor? Bundan etkilenen bir takım kişiler yurdun çeşitli yerlerinde ekmek davasında olan Kürt topluluklarını nasıl da linç etmek istedi! Sorunu doğru olarak koysalar, örneğin deseler ki “Bulundukları yöreyi kendileri yönetmek, kimliklerinin tanınması için uzun süredir bir kalkışma halinde olan Kürtler, son olarak “Seni başkan yapmayacağız” dedikleri için bu savaşı başlattık. Onları parlamentodan atacak, partilerini de baraj altında bırakacağız. Bu savaşı yürütüyoruz ki milliyetçi çevrelerin de oyunu alalım ve başkanlık projesini gerçekleştirelim.”

 

Sonunun çözümü için farklı öneriler olabilir. Bu ayrı bir konu. Baştan beri Kürt varlığını ve kimlik haklarını yok sayan güçlü bir akım da var. Fakat bu çekişme, bir devlet-Kürt kavgası olmaktan çıkmış ve bir başkanlık kavgası haline dönüşmüştür. Ancak milliyetçi refleksle bunu göremeyen pek çok insan yalnızca cahil kalabalıklardan ibaret değil. İktidar bu reflekse dayanarak işini götürmeye çalışıyor. Eski muhaliflerden kendisine yandaş çıkanlar da vardır. Bunlardan bir kısmı şaşırtıcı bir biçimde fiilen Tayyip Erdoğan’ın askeri haline gelmiştir!

 

Kara propaganda şimdi Saray ve çevresinin aletidir. Kürt kızlarının, kadınlarının zorla dağa götürüldüğü ve namuslarının kirletildiği propagandası ile Bolu Mutasarrıfının yalanları aynı mantığın ürünüdür. Mütareke basını içinde en yüz kızartıcı olan ve Padişahı parlatarak milleti onun çevresinde birleşmeye çağıran Alemdar ve Peyamı Sabah ile bugünkü Saray basınının tutumu ne kadar da benzeşiyor! (11 Ocak 2016)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde