29 Nisan 2024

zeki-sarihan

VATANIMIZDAKİ KADIN HARCI

  • PDF

Doğa belgesellerinde de gördüğümüz gibi, yuvasını koruma içgüdüsü bakımından bütün dişiler aynı genlere sahiptir.

 

Daha geniş düşünürsek, insanlık da bir ailedir.  Bu ailenin direği de kadınlardır. Dünyanın her yerinde gerek yurtlarını savunarak, gerek kadınlığın kurtuluşu için savaşarak, bu mücadelelerini birbirlerine ulayarak en anlamlı enternasyonali oluşturan kadınların kesin kurtuluşları emeğin kurtuluşu ile mümkün olabilecektir.

 

Bir milletin ortak geniş evi sayılan vatan toprakları yabancıların istilasına uğrarsa, orada en çok direnecek olan kadınlardır. Eve ayakkabıyla girilmesine bile razı olmayan kadınlar kendilerinin de esas ev sahibi oldukları vatanın düşman eline geçip tarumar edilmesine tahammül edebilir miydi? Kendi bedenleri de yabancıların yağmalamasına konu olurken?

 

Dünyada benzer çok örneği var. Kurtuluş Savaşı yıllarında kadınlarımız da çeşitli kollardan ve çeşitli biçimlerde canla başla savaştılar.

 

Kurtuluş savaşları ve bu arada Türk Kurtuluş Savaşı topyekûn bir savaştır. Bu savaşta silah kuşanıp cepheye koşan, birliklere komuta eden, bundan ötürü rütbe alan kadınlarımızın sayısı az değildir. Fakat savaş yalnız cephede verilmez. Bütün cephe gerisi de bir savaş alanıdır.

 

Babası, eşi, oğlu askere alınan kadın ve kızların cephe gerisini sağlam tutmak için ev geçindirmeleri, askeri doyuracak ürün yetiştirmeleri, onları giydirebilmek için giysi hazırlamaları da bir savaşçı faaliyetidir.

 

Bu savaşta üç tip kadın görüyoruz. Birinci sırada en zor işleri yapan köylü kadınlar gelir ki yukarıda andığımız işlerden başka, cepheye erzak ve cephane taşıyan bunlardır. Cephede çarpışanların çoğu da köylü kadınlardır.

 

İkinci sırada, kentlerde ve kasabalardaki eşrafın anneleri, eşleri ve kızları gelir. Bunlar en çok Hilali Ahmer Cemiyetlerinde örgütlenerek cephe ihtiyaçları ve yaralılar için para ve eşya toplamışlar, Kastamonu’da olduğu gibi bir hastaneyi bile donatmışlardır.

 

Üçüncü sırada, öğrenim görmüş ve görmekte olan aydın kadınlar gelir ki en tanınmış temsilcileri Halide Edip Hanım’dır. Kamuoyunu bağımsızlık için mücadeleye hazırlamakta örgütçülük ve aydınlatma görevini üstlenmişlerdir. Mütarekede İstanbul mitinglerinde coşkulu konuşmalar yapmışlar, bir kısmı Anadolu’ya geçmiştir. Bu tiplerin içinde kadın öğretmenler öne çıkmıştır.

 

Kurtuluş Savaşı yıllarında erkekler, kadınların ileri çıkmalarını memnunlukla karşılamışlar, bu yolla Türklerin medeni bir millet olduğunu Avrupa’ya karşı kanıtlamak istemişlerdir. Müdafaai Hukuk Cemiyetleri üyelerinin tümü erkek olduğu için Sivas Kongresinin ardından Sivas’ta Valinin eşi Melek Hanım başkanlığı altında Anadolu Kadınları Müdafaai Hukuk Cemiyeti kurulmuş, bu dernek birçok yerde şube açmıştır. 

 

Türk kadınlığının Kurtuluş Savaşına hazırlıksız yakalandığı söylenemez. Osmanlı kadınları, Tanzimat’tan beri, Batı’daki gelişmelerden etkilenerek öğrenim görmekte, çeşitli mesleklere girmekte, kadının toplumdaki yerinin yükseltilmesi için örgütlenmekte, dergi bile yayımlamaktaydılar. Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nda da görev almışlardır. İlk kez miting kürsülerine ise Kurtuluş Savaşı’nda çıkabilmişlerdir. Köylü kadınları savaşın yükünü ilk kez omuzluyor değillerdi. Seferberlikte de sırtlarında erzak taşımışlardı. (Burada Kurtuluş Savaşı Kadınları kitabımın çok kısa bir özetini yapmış oldum)

 

Onlar bugün de ve her zaman mavi gökyüzünü omuzları üstünde taşıyan saygın varlıklardır. Kadınlara karşı minnetimizi ve borcumuzu hamaset yaparak veya gönül alıcı sözlerle ödeyemeyiz. Onların erkeklerle eşit olma mücadelesi çok eskilerden geliyor, daha çok süreceği de anlaşılıyor. Onları anlamak ve mücadelelerini desteklemek gerekir.

 

En anlamlı ve mutlu aşklar da bağımsız ve insanları özgür bir ülkede yaşanır. (7/8 Mart 2016)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde